24 ayar saf kötülük!
Geçtiğimiz hafta inanılması güç bir dezenformasyon hadisesi yaşadık.
Hani şu meşhur “sahte diploma” yaygarasından söz ediyorum.
İletişim fakültelerinde ‘örnek olay’ diye ders olarak okutulacak denli bir manipülasyon ve dezenformasyon şahikası var karşımızda…
Devletin güvenlik birimlerinin 1 yıldan fazla bir süreden beridir takip ettiği ve sonuçlandırdığı bir gelişmeyi, bütünüyle saptırıp kimi doğruları tamamen uydurma bilgiler ile harmanlayarak ortaya bir facia çıkardılar.
Yaşanan bu tüyler ürpertici hadiseyi olabildiğince özet geçip elimden geldiğince önünüze net bir fotoğraf koymaya çalışacağım.
Efendim, 2024 yılı Ağustos ayında; Gazi Üniversitesi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Bilgi İşlem Dairesi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yürütülen ortak çalışma ile Türkiye’nin dijital kamu altyapılarını hedef alan organize bir sahtecilik girişimi tespit ediliyor.
Dikkat buyurun, tamamı devlet kurumu olan müesseseler yapıyor bu tespiti.
Konu, acil olarak ilgili makamlara iletiliyor ve adli bir soruşturma süreci başlatılıyor.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmada 35 kamu görevlisine ait e-imzanın oluşturulduğu, sahte belgelerle üretilmiş elektronik imzalar kullanılarak bazı kamu sistemlerine erişim sağlandığı ve bu yolla özellikle diploma ve diğer resmî belgeler üretilmeye çalışıldığı belirleniyor.
Ne oluyor peki sonuçta?
Kamu kurumlarının eşgüdüm içinde yürüttüğü operasyonlarla deşifre edilen suç şebekesinin sahte olarak; 57 adet üniversite diploması, 108 adet sürücü belgesi, 4 adet lise diploması ürettiği tespit ediliyor.
Bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum.
Kamuoyuna “yüzlerce” diye lanse edilen rakamların hepsi bu.
Sonrasında ne olmuş?
Soruşturma kapsamında; 220 kişi hakkında adli işlem yapılmış, 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmış, 23’ü örgüt üyesi ve 14’ü suçtan menfaat temin eden toplam 37 kişi hakkında tutuklama kararı verilmiş,150 kişi hakkında adli kontrol hükümleri uygulanmış...
Bunun yanında suç şebekesi tarafından üretilen sahte diplomaların-ikisi hariç-hiçbir meslek icrasında kullanılmadığı ortaya çıkmış…
Dünyanın her yerinde rastlanılabilecek bir adli vaka ile karşı karşıyayız.
Ortada bir suç şebekesi var ve devletin ilgili birimleri bu suç şebekesini tespit edip tepelerine binmiş.
Devlet gereğini yapmış ama malum çevreler, suçu ve suçluyu değil; soruşturmayı yapan makamları ve görevini yapan kamu kurumlarını ve suçla mücadele eden devleti töhmet altında bırakmaya çalıştı.
Evet, ne yazık ki, gerçek bu!
Kamu kurumlarına güveni zedelemeye yönelik sistematik girişimlerle, çok sayıda doçent ve profesörün sahte diplomalarla makamlara geldiği, sayısız sahte diplomanın üretildiği ve ilgili kurumların sürece müdahale etmediği yönünde kamuoyunu yanıltıcı ahlaksızca iddialar, mezkûr kesim tarafından © Haber7
