menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hoş gelişler ola Enver Paşa

4 1
yesterday

Özellikle Kars, Ardahan, Iğdır gibi illerimizde karşılama törenlerinde ve okullardaki törenlerde “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa” marşı ve Azeri figürleri ile folklor oynanır. Bu marş ile “Hoş gelişler ola kahraman Enver Paşa” marşının sözleri farklı bestesi aynıdır. Marşın bu iki ayrı kişi için söylenmiş ve iki ayrı versiyonun olması üzerine hayli spekülasyon yapılmıştır.

İddia sahiplerinin haklarını yememekle birlikte bu durumun garip olmadığını, aksine iki ayrı dönemin gerçeklerini ifade etmeleri bakımından içeriklerinin konuşulmasının daha yararlı olacağını belirtmek isterim.

İlk önce marşla ilgili kısa bir bilgi verelim. Marşın ilk yazılıp söylendiği yıl 1918’dir, Enver Paşa, 1918 yılında Rus ordularının işgaline karşı Azerî Türklerine yardım etmek ve İslâm Ordusuna kumanda etmek için Batum’a gelmiştir. Doğumuzdan ta Çin sınırına kadar çoğunluğu Türkistan dediğimiz bölgedeki Rus işgalinden dolayı Enver Paşa’nın gelişi büyük heyecan ve ümit dalgası yaratmıştır. Daha spesifik olarak, Azerbaycan coğrafyasını da içine alan Kafkas coğrafyasındaki Rus, Ermeni, bir kısım Gürcülerden oluşan işgal ordularını bölgeden çıkartmak için kurulan Kafkas İslam Ordusunun harekatını denetlemek maksadıyla Enver Paşa’nın Batum’a gelmesi bölgedeki Türk nüfus için daha anlamlı ve güçlü bir heyecan yaratmıştır. Özellikle bölgedeki Azerbaycan Türkleri, Paşanın bu hareketinden dolayı “Kahraman Enver Paşa Marşını” söylemişlerdir. Dinlemek için tıklayınız. Enver Paşa Marşı:

Enver Paşa Marşı için tıklayın

Daha formel bir okuyuş için bu linke de bakabilirsiniz.

Marşın ikinci versiyonu ise Atatürk'ün 1926 yılında Latife Hanım'la beraber ilk kez Kars'a gelişinde, "Kars Türk Ocakları" üyeleri onu karşıladıkları zaman bu marşı söyleyip Türk bayrağı eşliğinde Kafkas Oyunları oynamışlardır. Özellikle yukarıda da ifade ettiğim illerimizde resmî kutlamalarda, okul törenlerinde mutlaka Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa söylenir, Azeri halk oyunları oynanır (linki için tıklayın) Bu marşın Kars’ta niçin bu kadar sevildiğini Enver Paşa Marşını dinledikten sonra anladım. Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi marşın ilk söylenişi ve sözleri özel olarak da ifade edilen Türkistan coğrafyasının kurtuluşu için savaşmayı içermektedir. Bu konuyu tamamlayıcı bir diğer bilgi de yine ilk Enver Paşa için söylenen “Kafkasya Dağlarında Çiçekler Açar” marşıdır, sonradan “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” şeklinde söylenmiştir. Enver Paşa zaten bizatihi Kafkas İslam Ordusu Kumandanıdır. Ordunun ilk görevi Kafkasya’yı Rus, Ermeni ve Gürcü işgalinden arındırmaktır. Marşın bu bağlamına da iyi oturması için Bakü Atatürk Lisesi çocuklarının okuduğu videonun linkini paylaşıyorum.

Bilindiği üzere bu marş da daha sonraki yıllarda İzmir Marşı olarak söylenecektir. Çok sevilecek, halk arasında ve devletin duygusal hafızasında önemli bir yer tutacaktır. İzmir Marşının da bir videosunu paylaşmak isterim.

Aslına bakılırsa her iki marş yaşanmış ortak acılardan, ümitlerden oluşan inkar edilemez bir duygusal zeminin üzerindedir. Elbette ki dönemlerinin genel havasına, bel bağlanan kahramanları, hatta var olan devlet retoriğini yansıtmaktadırlar. Kısa bir dönemsel analiz için, ilk önce Enver Paşa Marşından başlayalım. Enver Paşa Kafkas İslam Ordusu Komutanıdır.

O zamanın en kudretli üçlüsünden en kudretli olanıdır. Hatta Cemal Paşayı biraz idarenin taşrasında düşünürsek, Talat ve Enver Paşalar devlet içinde en güçlü iki adamdırlar. Bir de Doğu Bölgemiz ve Kafkasya için Ermeni çetelerin yaptıkları katliamlara, Ruslarla işbirliğine karşı Talat ve Enver Paşaların tutumu özellikle takdir görmekte ve ümit beslenmektedir.

Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa’nın Kafkasya’da yapmış olduğu askeri faaliyetler bölgedeki insanımıza güven ve heyecan vermiştir (Nuri Paşanın Kafkasya’daki askeri faaliyet ve harekatı için bakınız.)

Bugün Kars, Ardahan ililerimize gidenler göreceklerdir ki, Talat ve Kazım isimleri sevilir. Keza Enver ve Nuri isimleri de Azerbaycan hafızasındadır. Bunun nedeni aşanmışlıklardır.

Marşın başlangıcından itibaren sözler askeri karakterdedir. Kahraman Enver Paşa’nın bir emir vererek ordusuna Kafkas Dağını aştırmasını talep etmektedir. Bu Kafkas Dağlarının iki tarafında da var olan hissiyattan kaynaklanmaktadır. Marşın ikinci bendinde ise “Cephede parlayan mitralyöz” ile giriş yapılarak “Türkistan Türklerinin kucak açmış bekledikleri” vurgulanmaktadır. Bu, savaşın ağır travmaları altında ezilen halk için son derece romantik ve ütopik bir hayaldir. Zira Kafkasya ve Türkistan'da halihazırda Rus idaresi veya Rus işgali vardır Bir başka açıdan maksimalist bir sözdür. İçinde bulunulan kötü şartlar aşılmasının ötesinde Rusya Müslümanları ve Türkleriyle birleşmek, onları özgürleştirmek istenilmektedir.

Marşın Atatürk’e yazılan formunda ise genel ifadeler vardır, “Kahraman Türklerin bayrak açmış bekliyor” gibi. Ama Enver Paşa formunda net bir coğrafyadaki Türkler kast edilmektedir: “Cephede mitralyöz ayna gibi parlıyor/ Türkistan Türkleri bayrak açmış bekliyor.

Marşın ilk formunda Asker Enver Paşa'ya hitap vardır. İkinci formunda ise asker ve milletin lideri bir devlet reisine hitap edilmektedir. Ayrıca Cephede süngüler parlarken “Kucak açıp bekleyen Türkler” genel ifadesi kullanılmış, sınırlar içi veya sınırlar ötesi bir coğrafya vurgusu yapılmamıştır. “Paşa’nın parlayan yıldızı alemi tenvir etmekte ve Cumhuriyet bayrağı semalar içre süzmektedir”. Artık sınır ötesi bir coğrafyada askeri harekat düzenlemek zamanı değildir. Paşa alemi aydınlatmaktadır; milletinin gelişmesi için çalışmaktadır. Bu vasıta ile Cumhuriyet bayrağı semalar içre süzmektedir. Marşın sadece son kısmında:

“Dönmez geri Türkün askeri.

Sağdan sola, soldan sağa,

Al da bayrağın düşman üstüne.” sözleri vardır ama burada da düşman genel ifade olarak zikredilmiştir…

1918’e gelinirken hayallerin ve karamsarlıkların zirveleri arasında gelip giden bir psikolojik hal vardır. Ancak, fiili olarak imparatorluk son nefeslerini vermek üzeredir. Kahramanlık payesi olmasa da savaşın ana itici gücü olan finansman, üretim gücü, gelişmiş silah üstünlüğü ve organizasyon kabiliyeti alarm vermektedir. Bu tür zamanlarda ideolojik yük artarken somut faydalı yük azalmaktadır. Özellikle ateşin sıcaklığını yaşayan toplulukların bir ümide ve ferahlamaya ihtiyaçları vardır. Her iki marşın eski sözlerini bu amaca matuf veya bundan sebep diye düşünüyorum.

Kurtuluş savaşı sonrasında ise savaş kazanılmıştır. Ama sarılacak o kadar çok yara ve yapılacak o kadar çok iş vardır ki! Bir kere........

© Haber7