menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gehlen mi Mende mi? (İki Tarz-ı Siyaset İki Tarz-ı İstihbarat)

15 7
30.06.2025

Bu yazımızda, genel hatlarıyla iki insan ve iki tarzı yazmaya çalışacağım. Bu yazı, teori ağırlıklı yazılardan farklı olarak statik malumattan yararlanarak daha çok tasviri bir mahiyette olacak. Statik malumatın çoğu açık kaynaklarda herkesin gözü önündedir.

Özel ve gizli olan ise bu bilgilerin analizidir ve yorumudur. Daha ötesi bu bilgilerin devlet faaliyetlerine entegre edilmesidir. Özellikle alanın uzmanları, meraklıları için faydalı olmasını umuyorum. Yazımızın iki kahramanı da Alman ve her ikisi de İkinci Dünya Savaşının ve sonrasının önemli isimleri: Reinhard Gehlen ve Gerhard Von Mende. Sanılmasın ki, Alman istihbaratı dışındaki istihbarat teşkilatlarını göz ardı ediyoruz. Hayır, her bir büyük devlet istihbaratının özgün özellikleri vardır. Zamanı geldikçe bu tür teşkilatlar hakkında da yazmaya çalışacağız.

Reinhard Gehlen R. Gehlen 03 Nisan 1902 tarihinde Almanya’nın coğrafi merkezine en yakın şehirlerden olan Erfurt’ta doğmuş ve 1979 tarihinde de Nazi ruhunun şokuna ereceği Stranberg’te ölmüştür. Nazi Almanyasında espiyonaj faaliyetlerini teknik anlamda başlatan kişi olarak tanınır.

Şüphesiz 2. Dünya Savaşında icat edilen birçok teknolojik yenilik gibi Gehlen tarafından icra edilen espiyonaj faaliyetleri de bir yenilik sayılabilir. 1920’den 1933’e kadar WeimarCumhuriyetine 1933’ten 1945’e kadar formel olarak Nazi Almanya’sına ve 1945 sonrası önce Amerikan ordusu istihbarat servisi ile 1955- 1968 yılları arasında da Batı Almanya istihbaratının başkanı olarak B. Almanya’ya bağlı kalmıştır. Özsel olarak ise yaşamının büyük çoğunluğunda Nazi ruhunu taşımıştır. Nazi espiyonaj makinesinin bir askeri ferdi olarak kariyeri 1942 yılında atandığı Dış Doğu Orduları Komutanlığında parladı. Bu görevi sırasında Sovyet savaş esirleri ve suçluları ile sivillerine karşı takındığı acımasız tutumla tanındı. Espiyonaj faaliyetlerini teknik biçimde organize ve icra etmede büyük başarı gösterdi. 17 Temmuz 1944 tarihinde Hitler’e suikast duyumunu kıymetlendirdi. Nazi ordusu içindeki başarılarını ise özellikle Sovyetler üzerine yapılan espiyonaj faaliyetlerinde elde edilen belgeleri ve bilgileri kendi özel ağında ve korunaklı merkezlerinde korudu. Hitler’in intihar etmesini takiben de Amerikan ordusu ile irtibat sağlayarak elinde tuttuğu belgeleri, bilgileri ve ajan ağını Amerikalıların hizmetine sundu. Takdir edersiniz ki, o tarihlerde Amerikan Ordusunun SSCB ile ilgili çok fazla bilgisi yoktu. Gehlen kendisi ve ajan ağı Amerikalıların o dönemdeki espiyonaj örgütü olan Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS) ve sonradan da kurulduktan sonra CIA faaliyetleri çerçevesinde Doğu Avrupa ve SSCB içlerinde operasyonlar yürüttü. Gehlen’in bu özel ağı 1956 yılında BND’nin (Almanya Anayasayı Koruma Örgütü) kuruluşunun nüvesini oluşturdu. İstihbarat kariyerindeki kara leke ise son yıllarında oluştu.

Kendisinin yardımcısı Heinz Felfe’in Sovyetlere çalıştığı tespit edildi. (1968). Bu tespit ve deşifre operasyonunun ardından istifa etti. Kendisi modern espiyonajın “Üstadı Azamı” kabul edilmektedir. Türkiye operasyonlarının Almanya üzerinden yürütülmesi çerçevesinde de Türkiye’deki bazı önemli istihbaratçı isimlerin yetişmesinde önemli payı bulunduğu bilinmektedir. Gehlen Nazi gücünün aradığı profilde insanlardan biridir. Fizyolojik özelliklerine dikkat edilirse SS Lideri Himmler gibi bir yapıya sahip olduğu görülür. Bu yapı sağlıklı Alman ırkı nazariyelerine tezat biçimde biraz da marazi bir karakter taşımaktadır. İçe dönük ve aşırı zulme meyilli bir yapıdır. Nazi Hurafeleri ve efsanelerine bağlı bir yapıdır. Himmler’in her sene bir halvet ayini tarzında yaptığı gibi mağaraya kapanıp kadim ve Alman Tanrıları ve pagan ataları ile irtibat kurup kurmadığını bilmiyoruz. Ama Nazi gücüne bağlılığı adeta mistik bir bağlılıktır. Bu bağlılık O’nun Nazi ideolojisini teknik kurumlar içinde yaşatmasını sağlayacaktır. Kendisi NATO sonrası kurulan Gladyo örgütlerinin Sovyetlerin yakıcı faaliyetlerine karşı kurulması fikrinin banilerinden biridir. Gerhard von Mende Gerhard von Mende ise 1904 yılında Riga’da (Letonya) doğmuş bir Baltık Almanı’dır. 1963’te Düsseldorf’ta ölmüştür. Bir bankacı olan babası Letonya Bağımsızlık Savaşının ardından Sovyet ordusunun Letonya’yı işgal etmesinin ardından babası burjuvazi tarafından idam edilmiştir. Annesi ve altı kardeşiyle Almanya’ya kaçan Mende yaşadığı olaylar nedeniyle Sovyetlerdeki azınlıklar üzerinde etütler yapmaya ilgi duymuştur. Eğitim hayatı da bu ilgisine göre şekillenmiştir. İlk önce ileride 11- 18 yaş arasındaki Nazi erkek çocuklarını yetiştirecek olan eski Pforta Manastırında aynı adla ya da Schulpforta adıyla anılan okulda (1920-1923) ve bilahare Berlin Üniversitesinde (1927-1932) eğitim görmüştür. Özellikle Rusça, tarih ve Türkçe üzerinde yoğunlaşmıştır. Ardından Paris’te Yaşayan Doğu Dilleri Okulunda yüksek öğrenimine devam etmiştir. Breslau Üniversitesinden doktora derecesini almıştır. Çok dilli bir bilim insanı olarak yetişmiştir (Rusça, Fransızca ve Letoncayı çok iyi düzeyde konuşmakta ve bilmektedir. Arapça ve Türkçe anlatmaktadır. Slav kökenli dillere de aşinadır). 1936 yılında Sovyet yönetimi altındaki Türk azınlıkların baskı altına alınması hakkında bir eser yazmıştır.

2. Dünya Savaşı patlak verdiğinde Almanya’nın Doğu topraklarını işgal etmesiyle........

© Haber7