menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gençlerin politik tercihleri: Sessizlik sarmalı

11 0
22.10.2025

Türkiye’de “gençlik” yalnızca demografik bir kategori değildir; çok daha derin, sembolik anlamlar taşır. Cumhuriyetin kurucu yıllarında “genç”, eskiyi reddeden ve yeni rejimi omuzlayan ideal bir tipti. Modernleşmenin ve laikleşmenin öncüsü olarak kurgulandı. Tek Parti döneminde Halkevleri, Köy Enstitüleri, izci ve spor kulüpleri gibi yapılar bu anlayışın ürünüydü.

Beden terbiyesi politikaları da bu dönemde kurumsallaştırıldı; çünkü genç, “rejimi taşımanın” yanı sıra güçlü, sağlıklı ve disiplinli olmalıydı.

Çok partili hayata geçişle birlikte “gençlik” yeniden tanımlandı: bu kez politik bir özne olarak. Sessiz bırakılan toplumsal gruplar görünür hale geldi. “Bu ülke nasıl kurtulur?” sorusu yeni biçimlerde tekrar üretildi. Sağcısı, solcusu, ülkücüsü, devrimcisi – her ideoloji gençliği kendi “kurtuluş misyonuna” göre şekillendirdi.

Batı’da gençlik çoğu zaman özgürleşme temalarıyla anılırken, Türkiye’de daha çok bir sorumluluk alanı olarak kurgulandı. Ne “rejimi taşıma” ne de “ülkeyi kurtarma” dönemlerinde aktif gençlik kesimi sayıca çoğunluğu temsil ediyordu. Kendi kuşaklarında bile azınlıktılar. Ama kamuoyu hikâyelerle şekillenir, hikâyelerde sessiz çoğunluk geçmez.

Bugünün gençliği ise bambaşka bir tablo sunuyor. Kimine göre “Z kuşağı”, kimine göre “vibe seçmeni”. 80 öncesi gençlik tasavvuruna pek benzemiyor. Yine de eski alışkanlıkla, bazı muhalif çevreler bu gençliğe yeni bir siyasal misyon yüklüyor: “AK Partiyi iktidardan indirmek.”

Kemalist çevreler bu misyonu rejimi sürdürmeyle, sol kökenli çevrelerse ülkeyi kurtarmayla ilişkilendiriyor.

Kamuoyu araştırmalarında gençlerin apolitik eğilimleri bu misyona uygun şekilde yorumlanıyor. Bazı araştırmalarda AK Parti hâlâ gençler arasında birinci parti; bazılarında desteği........

© Haber7