menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kurtulmuş: Çok kutuplu dünyada Türkiye’nin tezleri daha da önemli hale geldi

26 13
06.04.2025

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile birkaç gündür Özbekistan’dayız. Özbekistan’ın Türk ve İslam dünyası için çok önemli merkezlerinde önemli etkinliklere katıldık.

Ama bugün sizinle, Özbekistan’a yola çıktığımızda Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ile “dış politika” üzerine yaptığımız söyleşiyi paylaşmak istiyorum.

“Dünya nereye gidiyor? Türkiye ve İslam dünyasını bekleyen fırsatlar ve riskler neler? Türk dünyası ile ilişkilerimiz nasıl?” genel başlıkları altında biz sorduk Sayın Kurtulmuş cevaplandırdı.

İşte o söyleşi:

SORU: Dünya son dönemde bir güç savaşına, ticaret savaşına doğru evriliyor. BM’nin bir geçerliliği kalmadı. İnsanlık suçu işleniyor, katliam yapılıyor ve BM’den hiç ses yok. Dünyadaki son gelişmeler çerçevesinde değerlendirmeniz ne olur?

Dünyanın yeni bir döneme girdiğini yıllardır söylüyoruz. Özellikle son dönemdeki gelişmelerle, artık eski dünya sistemine ilişkin ne varsa bunların hiçbirisinin geçerli olmadığını, yepyeni bir dünyanın kurulmakta olduğunun işaretlerini görüyoruz.

Amerika'nın, Afganistan'dan 2021 yılının yazında apar topar çekilmesinin, Berlin Duvarı’nın yıkılması gibi sembol bir tarih olduğunu düşünüyorum. Bu süreçle birlikte, Amerika’nın yönettiğini zannettiği bir dünya sisteminin artık geçerliliğini korumayacağı ortaya çıkmış oldu. Bundan sonra sistemin nasıl gelişeceğine ilişkin bugünden yarına çok net detaylar söylemek mümkün değil ama söyleyeceğimiz en temel şey şudur. Dünya artık çok kutuplu bir sisteme doğru gidiyor. Ne iki kutuplu ne de tek kutuplu bir dünya olacak, çok kutupluluk dünyada hakim olacak. Bildiğimiz kutuplaşmadan ziyade çok merkezli bir dünyaya doğru gidiyoruz. Sayın Trump'ın bu çıkışlarının; yeni dönemin ne olduğunu, nasıl gelişeceğini anladığını ve bundan dolayı da elini yükseltmek için ortaya koyduğu birtakım fikirler olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bir müddet sonra, Trump'ın bu çok üst perdeden dile getirmiş olduğu yaklaşımların gerçekleşmesinin çok kolay olmadığı anlaşılacaktır.

Avrupa, Rusya’nın Kırım'ı ilhakıyla birlikte dünya siyasetinden geriye çekilmek zorunda kaldığı bir dönemi yaşadı. Eğer 2014 yılında Kırım’ın ilhakına Avrupa bir cevap verebilmiş olsaydı, bambaşka bir dünya gelişebilirdi fakat Avrupa kendi iç dengesi ya da dengesizliği dolayısıyla ilhaka karşı ses çıkaramadı. Bugün Avrupa'nın geldiği güvenlik endişeleri, korkularının da işin içerisinde olduğu bu süreç, aslında Avrupa'yı bekleyen bir sonuçtu.

Ayrıca Trump’ın, ilk dönemde söylediğini bu dönemde açık bir şekilde uygulayacağı görülüyor. Trump, Avrupa’nın, güvenlik meselesini Amerika'nın da NATO'nun da yüklenmeyeceğini açıkça ifade ediyor. Dolayısıyla Avrupa, denklemin dışına çıkmış olacak. Burada Avrupa, Amerika, Rusya, artık ikili-üçlü bir denklem içerisine girmiştir. Bu ilişkilerin nasıl gelişeceğini belirleyecek olan Ukrayna-Rusya savaşının hangi şartlarda sonlandırılacağıdır. Bu sadece Ukrayna'yı ve Rusya'yı değil aynı zamanda Avrupa'yı da yakından ilgilendiriyor.

Trump, küresel ölçekte yeni güç merkezlerinin ortaya çıkmasını engelleyebilmek için özellikle ilk döneminde başlatmış olduğu ticaret savaşlarını artırarak devam ettireceğini ortaya koyuyor. Hiç şüphesiz bu karşılıklı bir oyun şeklinde gelişecek. Ama nereden bakarsanız bakın, bütün bu gelişmelerin önce vekalet savaşları diye terör örgütleri üzerinde sürdürülen savaşlar, arkasından ticaret savaşlarıyla uzun bir süredir devam eden bu yüksek gerilimlerin dünyayı çok tehlikeli bir noktaya doğru sürüklediği aşikardır.

Dünyada yaşanan........

© Haber7