menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Açıklamalı mesnevi ve çağları aşan duruşuyla Mevlâna

12 0
09.07.2025

Hayat avuçlarımızın arasından kayıp gidiyor.

Zaman geçiyor, sayılı günlerimiz bitiyor.

Yaşadığımız günlerde topuklarımıza kadar battığımızda fazla aldırmıyoruz, tadını aldıkça nefsimiz daha fazlasını istiyor.

Nefsimiz istedikçe veriyoruz.

Emzikli bir çocuğun isteğine uyar gibi, nefsimizin her istediğini veriyoruz.

Sonunda yavaş yavaş gırtlağımıza kadar dünyaya batıyoruz.

Halbuki şairin dediği gibi “Burası Dünya, Ne Çok Kıymetlendirdik, Oysa Bir Tarlaydı, Ekip, Biçip Gidecektik”.

Bazan ekip biçtiğimizi sandığımız, meyvesini aldığımızı hayal ettiğimiz anda bile elimizde ü, avucumuzda kuru bir serap kalıyor.

Hani Mevlâna Hazretleri “Câriyesine Âşık Olan Sultan” hikayesinde anlatır ya; “Bir zamanlar bir sultan vardı: Onun saltanatı hem dünyevi hem de manevi saltanattı. Bir gün sultan, atına binip yüksek rütbeli memurlarıyla birlikte avlanmaya çıktı. Yolda genç bir cariyeye rastladı, sultanın canı bir anda o cariyenin kölesi oldu. Ten kafesindeki can çırpındıkça çırpındı ve yüklü para verip cariyeyi satın aldı. Böylece muradına erdiğini sandı, tam kavuştum derken cariye hastalanmaz mı?

Adamın eşeği olur, palanı olmaz, palanı bulunca da eşeğini kurt kapar. Kiminin de testisi olur su bulamaz, suyu bulur bu sefer de testisi kırılır...”

Zaman deli bir fişek gibi geçip gidiyor; testimiz var mı, suyu bulduk mu, bulamadık mı aldırış etmeden...!

Halbuki etrafımızda olup bitenlere bakıp geçerek değil de alıcı gözle bakarak bir görebilsek, neler olup bittiğini de anlayacağız.

Mesela, birçok kaliteli çevirilere imza attığı gibi, bugünlerde en çok ihtiyaç duyduğumuz Roger Garaudy’den “İlahi Mesajlar Toprağı Filistin” kitabını da çeviren Cemal Aydın, Doğunun ve özellikle İslam Dünyasının kültür ve medeniyet deryasından bir ırmağı daha bereketli topraklarımıza akıttı.

Doğrusu ben de geç gördüm açıklamalı Mesnevi’yi, daha önce Mesnevi’yi merhum dostum ve okul arkadaşım Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu’nun Akçağ Yayınlarından çıkan kitabından okumuştum.

Cemal Bey’in bu çevirisi ise, on yıllık titiz bir emeğin ve hummalı bir çalışmanın sonunda akıtılan kutlu terlerin ardından 976 sayfalık kitap olarak raflardaki yerini aldı.

MESNEVİ GERÇEK ANLAMDA BİR ŞAHESER

Kitap Timaş Yayınevinden çıkmış.

Karton kapak, mükemmel bir cilt.

Kapağın önünü, arkasını kaplayan ve kâinatı mekân tutmuş koyu mavi renk üzerine serpiştirilmiş siyah çamlar ve envaı çeşit bitkiler yer almış veya gölgeleri düşmüş ve mavi renk üzerinde evrensel bir dansın........

© Haber7