TEKNOFEST’in büyüsü: Birlikte başarmanın gururu
Türkiye’de sadece siyasi gündemler, tartışmalar ya da CHP’nin bitmeyen polemikleri konuşulmuyor.
Bu topraklarda güzel şeyler de oluyor; umut yeşerten, göğsümüzü kabartan, geleceğe dair inancımızı tazeleyen şeyler…
İşte TEKNOFEST, tam da bu güzel şeylerin en somut, en coşkulu hali.
17 Eylül 2025’te İstanbul’da kapılarını açan “Ayakları Yere Basmayan Festival”, bir kez daha milyonları bir araya getirmeye başladı...
Ben de bu yıl çocuklarımla birlikte bu muhteşem atmosferi solumak için oradaydım.
Her ziyaretimde olduğu gibi, yine aynı tarifsiz gururu yaşadım.
Bu duygu, ne eksiliyor ne de sıradanlaşıyor.
Peki, bu hissin sırrı ne?
Her yıl yeni hikayelerle, yeni başarılarla tanışmamız mı?
Yoksa birbiri ardına envantere giren yerli ve millî ürünlerimiz mi?
Belki de hepsi…
9 ve 10 yaşındaki çocuklarımın gözlerindeki ışıltı, TEKNOFEST’in en büyük büyüsü olsa gerek.
Onlar, henüz hayatın karmaşasından uzak, saf bir coşkuyla bu festivali yaşıyor.
Ellerinde model uçaklar, gözlerinde hayaller, dillerinde “Biz bunu yaptık!” cümlesi…
Sadece çocuklar mı?
Ekranlardan beni tanıyıp yanıma gelen herkeste benzer duygular vardı.
Orada tanıştığım 70 yaşındaki bir amca, gözleri dolu dolu, “Bu günleri görecek miydik?” diyordu.
Sivas’tan kalkıp gelen bir abla, “Bunlar bizim evlatlarımızın eseri,” diye ekliyordu.
Liseli gençler, mühendisler, aileler…
Hepsinin ortak paydası aynı: Birlikte başarmanın, bu topraklarda ürettiğimiz değerleri sahiplenmenin haklı gururu.
TEKNOFEST, sadece bir teknoloji fuarı değil.
O, bir milletin yeniden uyanışının, kendine güveninin, “Biz yaparız!” inancının sembolü.
HÜRJET’in gökyüzündeki dansı,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d