İstihbarat Diplomasisi: Kalın-Hafter Görüşmesi
Türkiye’nin Libya’daki etkinliğinin en dikkat çekici boyutlarından biri, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın klasik güvenlik kurumunun ötesinde, bir “diplomasi aparatı” olarak işlev görmesidir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun yıllardır benimsediği “istihbarat merkezli diplomasi” anlayışı, İbrahim Kalın’ın MİT Başkanlığına gelmesiyle birlikte daha görünür ve sofistike bir hâl almıştır. Kalın’ın hem akademik-diplomatik geçmişi hem de Cumhurbaşkanı’nın en yakın kurmaylarından biri olarak sahip olduğu siyasi ağırlık, MİT’in yalnızca kapalı devre istihbarat faaliyetleriyle sınırlı kalmamasını, doğrudan dış politika inşasında sahne almasını mümkün kılmaktadır.
Modern uluslararası ilişkilerde istihbarat örgütlerinin diplomaside rol oynaması olağan bir durum olsa da, Türkiye’nin Libya örneği benzersizdir. Zira MİT, yalnızca bilgi toplayan değil, aynı zamanda taraflar arasında güven tesis eden ve diplomatik köprüler kuran bir aktör haline gelmiştir. Bu durum, Libya gibi çok kutuplu, parçalı ve hassas dengeler üzerine kurulu bir ülkede Türkiye’nin manevra alanını genişletmektedir.
Geçtiğimiz günlerde İbrahim Kalın’ın Bingazi’de Halife Hafter ile gerçekleştirdiği görüşme, Türkiye’nin Libya politikası açısından yeni bir dönüm noktasıdır. Bu buluşma, Türkiye’nin yalnızca Trablus merkezli hükümetle değil, doğudaki güç merkeziyle de doğrudan temas kurmaya başladığını göstermektedir. Stratejik açıdan bu, Libya’nın iç dengelerine tek taraflı değil bütüncül yaklaşımın ifadesidir. Sembolik açıdan ise, Türkiye’nin sahada kazandığı askeri başarıları diplomatik kazanımlara dönüştürme iradesinin güçlü bir mesajıdır.
Kalın’ın ziyaretine eşlik eden askerî heyet ve TCG Kınalıada korvetinin Bingazi’ye yanaşması, yalnızca askeri bir jest değil, aynı zamanda “Tek Libya, Tek Ordu” vizyonunun sembolü olarak okunabilir.........
© Haber7
