menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail’in Uluslararası İzolasyonu

13 0
friday

Son yıllarda Gazze’de yaşanan ağır insani kriz, yalnızca bölgesel bir çatışma olarak değil, aynı zamanda uluslararası vicdanın sınandığı bir küresel mesele olarak ortaya çıkmaktadır. Filistin’de yaşanan kitlesel sivil kayıplar, altyapının sistematik biçimde tahrip edilmesi ve temel insani ihtiyaçların karşılanamaz hale gelmesi, devletlerin, uluslararası örgütlerin ve kamuoyunun sessiz kalamayacağı bir eşiği aşmıştır.

Uluslararası toplumun krizlere verdiği tepkiler çoğunlukla siyasi ve diplomatik düzeyde görülür. Ancak İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısında yalnızca diplomatik tepkiler değil, kültürel ve ekonomik boykot çağrıları da giderek yükselmektedir. Eurovision Şarkı Yarışması gibi popüler kültür alanlarında başlayan tartışmalar, aslında uluslararası sistemde “yumuşak güç” araçlarının nasıl bir baskı unsuru olarak devreye sokulduğunu göstermektedir. Benzer şekilde uluslararası spor müsabakalarında da boykot ihtimalleri dillendirilmekte, bu durum uluslararası izolasyonun yalnızca devletlerarası ilişkilerde değil, toplumlar arası etkileşim düzeyinde de işlediğini göstermektedir.

Bu eğilimin en görünür örneklerinden biri Eurovision Şarkı Yarışması’nda yaşanmıştır. İspanya’nın devlet yayıncısı RTVE, 2026’da yapılacak yarışmaya İsrail’in katılımı durumunda çekileceğini açıklamış; Hollanda, İrlanda, Slovenya ve İzlanda gibi ülkeler de benzer bir tutum sergilemişlerdir. Böylece, daha çok eğlence ve kültürel diplomasi platformu olarak bilinen Eurovision, uluslararası vicdanın yüksek sesle dile getirildiği bir sahneye dönüşmüştür. Eurovision örneği, popüler kültürün yalnızca estetik bir faaliyet olmadığını, aynı zamanda uluslararası sistemde ahlaki ve politik bir baskı aracına evrilebileceğini göstermektedir.

Benzer bir süreç spor alanında da şekillenmeye başlamıştır. Henüz somut kararlar alınmasa da, çeşitli ülkelerdeki spor federasyonları ve kamuoyunda İsrail’in uluslararası müsabakalara katılımının meşruiyeti tartışılmaktadır. Olimpiyat Oyunları, futbol turnuvaları veya basketbol ligleri gibi küresel ölçekte görünür organizasyonlarda İsrail’in dışlanması ihtimali, uluslararası prestijine yönelik ciddi bir darbe anlamına gelecektir. Bu noktada sporun sembolik gücü hatırlatılmalıdır: Güney Afrika, apartheid döneminde uluslararası spor müsabakalarından dışlandığında bu durum, rejimin meşruiyet kaybını hızlandıran en önemli unsurlardan biri olmuştu.

Kültürel ve sportif boykotlar, ekonomik........

© Haber7