menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Allah’ın Aslanı: Ebu Ubeyde

13 7
01.09.2025

O bir gölgeydi ilkin. Sadece bir siluet. Ne adı duyulmuştu çocuklukta, ne de resmi konmuştu duvarlara. Ama sesi, düşmanın kalbine korku saldı; dostun yüreğine umut serpti. Kefiyesiyle değil, duruşuyla tanındı. Yüzü görünmüyordu ama bakışı cephe cephe hissediliyordu. İsrail’in çelikten tanklarına karşı mazlumun duası gibi yükselen bir sestir o!

Ebu Ubeyde, modern çağın en ilginç direniş figürlerinden biridir. Ne bir general gibi konuşur, ne bir siyasetçi gibi hesap yapar. Onun kelimeleri, harf harf bir niyetin ifadesidir: direniş, izzet, vakar. Hamas’ın askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın sözcüsü olarak ekranlara ilk kez çıktığında, dünyaya sadece silahlarla değil, kelimelerle de savaş açıldığını ilan ediyordu. Sözleri, Filistin topraklarında kanla yazılmış bir destanın modern bölümünü seslendiriyordu.

Seçtiği isim bile rastgele değildir. Hz. Ebu Ubeyde bin Cerrah İslam tarihinde cesareti, sadakati ve tevazusuyla bilinen büyük bir komutandır. Onun ismini almak, bir yemin gibidir: "Ben de adalet uğruna konuşacağım; gerektiğinde susacağım ama asla eğilmeyeceğim." İsmiyle dahi tarihin yükünü omuzlarına alan bu adam, bir şahıstan çok daha fazlasıdır. O, direnişin vücut bulmuş halidir. Ve belki de en çarpıcısı şudur: Onun ismi, sesi ve suskunluğu, işgalcinin silahından daha ağır gelir.

Bu nedenle Ebu Ubeyde’yi anlamak; sadece bir kişiyi değil, bir halkın boyun eğmeyen iradesini, sabrını ve davasını anlamaktır. Onu anlatmak; bir milleti kuşatan zulmü ve bu zulme karşı gösterilen asaleti kayda geçirmektir. Çünkü onun yüzü yok, ama siması bir halkın çehresinde yansır. O bir kişi değil, bir çağrıdır: “Mazlumlar, yalnız........

© Haber7