Şeyh Said aslında nereli?
Şeyh Said ve 46 yâreninin 29 Haziran 1925’te darağacına çekilmelerinin üzerinden tam bir asır geçmiş. Çıkarıldığı İstiklal Mahkemesinde, onu asmakla vazifelendirilmiş memurların yüzüne asıl gayesinin din-i mübin-i İslâmiye’nin sancağını yere düşürmemek olduğunu korkusuzca haykıran Şeyh Said’in asıl künyesi Şeyh Said-i Palowî biçiminde okunur. Bu, Palulu şeyh Said anlamına gelir. Elazığlı hemşerilerimiz alınmayacaksa, Şeyh Said’in ata yurdunun Mardin’deki Kırkdirek Köyü olduğu ve Palu’ya buradan göç etmiş oldukları yönündeki rivâyetlere yer vereceğim.
Ata yurdu Kırkdirek Köyü
Mardin’in dağlık kesiminde Sürgücü (Surgıçi) nâmında meşhur bir mıntıka bulunur. Tam 33 köyden oluşur. Bir yanı Mardin-Diyarbakır yolundan Sultan Şeyhmus’a, bir yanı da Bismil’den Ömerli’ye uzanan Sürgücü, Mardin’in en güzel ve en renkli kır yerleşimlerinden biridir. Sürgücü sakinlerinin çoğunun rivâyetlerle desteklenen birbirinden farklı göç hikâyeleri var. Irak’tan, Mazıdağı’ndan, Karacadağ’dan, Cizre’den, Hakkari’den ve hatta Karadeniz’den bile buraya gelip yerleşmişler eski zamanlarda. Sürgücü’yü renkli kılan da bu.
Mardinlilerin tebessümler eşliğinde andıkları Sürgücü Treni, Karadeniz fıkralarının tıpatıp benzeri olan Sürgücü fıkraları ve daha pek çok yönüyle Sürgücü, her daim renkli ve ilgi çekici pek çok anlatıma konu olmuştur. Fakat Sürgücü’nün pek fazla kimse tarafından bilinmeyen ilginç yönü, Sürgücü’nün Şeyh Said’in atalarının yurdu olması. Sürgücü’nün 33 köyünden biri olan Kırkdirek (Çılsıtunan) Şeyh Said’in atalarının bir zamanlar yaşadıkları köy olarak kabul edilir.
Şeyh Said’in ata yurdunun Kırkdirek Köyü olduğunu birden fazla kişiden duyunca bir iki yoldaş edinip Sürgücü’ye revân olduk; istikamet Kırkdirek idi. Kırkdirek’e varmak için Sürgücü mıntıkasında epeyce yol almak, pek çok köyden geçmek gerekiyordu. İpliğe dizilmiş tesbih taneleri misali gürül gürül akan dere boyunca sıralanmış pek çok Sürgücü köyü: Risîn, Şûrê, Elfan, Dengîzan ve Ewina’yı geride bıraktıktan sonra nihayet Kırkdirek’teyiz. Sırtı dağ yükseltilerine, yüzü Bismil’in uçsuz bucaksız düzlüklerine dönük Kırkdirek Köyü. …
Köyün girişinde 800 yıllık olduğu söylenen Şeyh Mahmud Türbesi karşılıyor gelenleri. Türbenin yeşil bir kubbesi var. Üstü açık olmasına rağmen yağmur yağdığında kubbeden içeri tek damla bile girmezmiş. Halk, bunu Şeyh Hazretleri’nin kerametine bağlıyor. Türbenin önünde ise uzun bir kuyruk hâlinde yol kenarına sıralanmış arabaları günün her saatinde görmek mümkün. Memleketin her yöresinden ziyaret kervanına katılan yurdum insanı bunlar. Köyün biraz daha içine girdiğimizde zayıf akan bir suyun hemen yanı başında Kırkdirek Medresesi var. Bunun kaç asırlık olduğu hakkında hiç kimsenin bir fikri yok. Medrese dediysem, hemen akıllara öyle kat kat üst üste........
© Haber Vakti
