Bir çuval un
Gazze’de, yardım diye dağıtılan bir çuval unu kapmak için tuzağa düşen ve keskin nişancılar tarafından vurulup katledilen insanlar var bugün. Açlıktan ölmemek adına un kuyruklarında göze alınan ölüm tehlikesi, Gazze’deki durumun fecaatini bir başka boyutuyla gözler önüne seriyor. Gazze’de bir çuval un, ölümün bir başka adı artık …
İnsanlığın tükendiği Gazze’de bir çuval unun bir insan yaşamına denk geldiği hazımsızlık zihnimde dönüp dururken aklıma yaşanmış bir hikâye geldi; bir çuval unun hikâyesi…
Kıssadan hisse niyetine …
Zemheri kışın hüküm sürdüğü 1965 yılının bir gecesidir. Küçük fakirhanesinde çocuklarıyla oturan adam bir hayli düşüncelidir. Sedirin üzerinde örgü örmekte olan hanımını göz ucuyla bir süre süzdükten sonra nihayet cesaretini toplayarak söze girer:
“Şeyyy hanım. Şey diyorum. Yahu bizim komşunun unu bitmiş diye duydum. Çocukları da aç. Biliyorsun bir iş de tutamadı zavallı. Diyorum ki, şükürler olsun bizim unumuz çok bu yıl. Demem o ki, bir çuval un verelim mi onlara! Ha ne dersin?”
Adamın hanımı hiç oralı değildir. Sözleri her şeyi kestirip atan cinstendir:
“Ne olmuş yani. Benim de çocuklarım var. Bu sene unumuz var ama ne malum seneye de un bulacağımız!”
Adam iyice çaresizlenir. Parası olsa para verecekti, ama yoktu işte, onun da parası yoktu. Ne olursa olsun bir hal çaresine bakmalıydı. Bu vicdan azabıyla sabaha kadar bir o yana bir bu yana döndü durdu. Sabahı zor etmişti ama aklına parlak bir fikir gelmişti.
Ertesi sabah komşusunu alıp kahvehaneye gitti. Hâl hatır ettikten sonra vaziyetini sordu. Komşusu gururlu adamdı. Çoluk çocuk sersefil olduklarını söyleyemedi. “Çok şükür” deyip geçiştirdi. Adam, gizli bir iş yapıyormuşçasına sesini iyice kısıp masaya yumuldu. İki eliyle de masanın yanlarını kavradı:
“Bak komşu, düşmez kalkmaz bir Allah. Her hâlimize şükür yine de. Saklama benden. Zor durumda olduğunu biliyorum. Bu gece yarısından hemen sonra bizim bahçedeki kulübein kapısını açık bırakacağım. Gir oradan bir çuval un al. Hâlin vaktin yerine gelince ödersin. Ne olur kabul et. Ahirette ‘komşun zor durumdayken sen ne yaptın’ diye sorarlar.”
Gururlu komşu hiçbir şey diyemedi. Bu iyiliği reddedecek durumda değildi zaten. Bir yandan da ‘gündüzler çuvala mı girdi de hırsız gibi girip un alayım’ diye düşünüyordu. Adam, hanımından çekindiği için böyle bir yola başvurduğunu söyleyememişti. Komşusu yine de durumu tahmin........
© Haber Vakti
