Ah Kiros ah!
İsraillilerin özellikle İran’a yaptıkları ilk saldırının ardından daha bir iştahla öne çıkardıkları 2600 yıl önce yaşamış tarihî bir kişilik var. Yahudilerin, kutsal metinlerinde bahsettikleri ve dahası öve öve yere göğe sığdıramadıkları Pers İmparatoru Büyük Kiros’tan (MÖ 600-530) bahsediyorum. Netanyahu, saldırılar başladıktan sonra İran halkına seslendiği bir konuşmasında Büyük Kiros’tan söz etmişti:
“İran’ın cesur halkına bir mesajım var: Mücadelemiz sizinle değil. Mücadelemiz, sizi 46 yıldır baskılayan zalim diktatörlükle. Özgürlüğünüzün gününün yaklaştığına inanıyorum. O gün geldiğinde, iki kadim halk arasında büyük dostluk yeniden filizlenecek. İran ve İsrail halkları, Kiros’un zamanından beri dosttur. Şimdi İran halkının, bayrakları ve tarihi mirasları etrafında birleşerek, özgürlükleri için zalim ve baskıcı rejime karşı ayağa kalkmasının zamanı gelmiştir.”
Buna benzer şekilde İsrail cumhurbaşkanı Şimon Peres de İran halkına seslendiği bir konuşmasında; Fars halkının Kiros’un varisi ve emaneti olduğunu, bu yüzden İran halkını dost gördüklerini ve onları rejim yöneticileri ile bir tutmadıklarını söylemişti.
Yahudiler’in sürgünden kurtarılıp Kudüs’ü yeniden inşâ etmelerine öncülük eden ideal kral Büyük Kiros’un bugünlerde daha fazla gündeme getirilmesini, Yahudilerin İran halkına duyduğu muhabbet ile açıklamak elbette mümkün değil. Gurur okşayan bu tatlı sözlerin altında, tarihsel göndermelerle İran halkının sempatisini kazanmak ve onları rejim aleyhinde kışkırtmak olduğunu tahmin etmek zor değil.
İran halkını Büyük Kiros üzerinden yanına çekip manipüle etmeye çalışan Yahudiler, “Pers köklerinize dönün. Atalarınız, Yahudileri korumuştu ama bu Molla rejimi bize düşmanlık ediyor. Aslında biz, derin geçmişe sahip iki dost halkız” gibi söylemlerle bir tür propaganda çalışması yürütürken hedefledikleri şey çok net. Hedefledikleri şey, mevcut rejime........
© Haber Vakti
