Şiddet, ne güçtür ne çözüm!
İnsanoğlunun bu günlere gelene kadar pek çok aşamalardan geçmiş olduğunu hepimiz biliyoruz artık. Fiziksel ve ruhsal olarak tekamüle açık olan insan için esas hedef ‘Güzel davranışlarla donanarak ahseni takvim’e ulaşmaktır.
Geçmişte insanlığa gönderilen pek çok peygamber ve onlardan sonra toplumlara öğretmenlik yapan filozof ve düşünürler de aynı şekilde insanların eğitim ve öğretimle kemale yani olgunluğa ulaşması için çaba sarf etmişler. Ama ne yazık ki kimi zaman nesillerin talim ve terbiyelerinde her hangi bir şekilde gecikme veya ihmal olunca bu durum bir sonraki nesilde negatif olarak toplumu etkilemiş ve tekamül sürecindeki gidişata zarar vermiştir.
Kendi cinsine farklı tarzlarda şiddetler uygulayarak bu kadar zarar veren tabiatta başka canlı var mıdır bilemiyoruz. Sosyal bilimlerle uğraşan akademisyenler bu konuyu bir doktora tezi olarak çalıştırsalar iyi olur.
Şiddet; insanın doğasına en aykırı uygulamadır.
Onur kırıcı, fıtrata aykırı, ilahi iradeye zalimane bir başkaldırıdır.
Özelde kadına ve çocuğa şiddet, toplumun merhamet ve sevgi duruşunun merkezi olan kalbine vurulmuş bir darbedir. Genelde ise insana uzanan her sert el, her onur kırıcı söz; akla, vicdana ve insanlığa ihanettir.
Bu zalimane tavra karşı aklı selim olan insanlar sustukça bu zulüm büyür, karşı durdukça, doğru tepki verdikçe azalır. Her aklı başında insan şiddete sessiz kalmamalı, insan onuruna sahip çıkmalıdır.
Şiddet: Aklın, Ahlâkın ve İnsanlığın İnkârı
Şiddet, bireyin karşısındakini nesneleştirmesi, onun iradesini ve varlığını yok saymasıdır. Bu tavır, insanı değerli kılan temel ilkelerle; akıl, vicdan ve adaletle doğrudan çelişir.
Her türlü şiddet, insani iletişimi kesintiye uğratır; çözüm değil, yıkım üretir. Kadına yönelen şiddet ise sadece bireysel bir travma değil, toplumsal bir yara olarak derin etkiler bırakır.
Kadın, aile yapısının temeli, toplumun ruhudur. Ona yapılan her zulüm, geleceğe yapılan bir kötülüktür. Ve çocuklara uygulanan şiddet ise daha içler acısı. İnsan kendi canından ve kanından gelen sevgi ve ilgiye muhtaç, korumasız evladına nasıl kıyar?
Evladına vahşi hayattaki hayvanat bile merhametle ve ilgiyle içgüdüsel olarak koruyup bakarken insanoğlu nasıl aklını ve vicdanını bu kadar kaybetti ki bu derece zalim oldu. Hem de sözde........
© Haber Vakti
