Sivil olmak!
Ah Gramschi, bir İtalyan sosyalist çıkıyor ve “kutsal devlet”e kafa tutuyor. “Politik Toplum”un karşısına “Sivil Toplum” diye bir şey çıkartıyor. Zaten işin başında “Toplumsal sözleşme” dediğiniz şey, devleti kuran iradeyi şarta bağlamak, sınır koymak, çerçeve çizmek için bir ”norm” oluşturuluyor. “Normalizasyon” süreci böyle başlıyor. “Kuvvetler ayrılığı” sistemi ile, devlet “Yasama, Yürütme, Yargı” diye üçe bölünüyor. Yani, kendilerine servet, silah ve iktidar gücü verilenlerin bu gücü ele geçirdikten sonra bunu halka karşı kullanmasının önüne geçmek için tedbir alınıyor.
Sivil “Asker olmayan değil, siyasal olmayan” demek. İngilizce “Non Government Organisation” NGO, “Hükümet dışı organizasyon” demek. Asker, silahlı bürokrat. “Ulusal ve/veya uluslararası örgütlerden fon desteği almak” bir sivil toplum örgütü için bir çok şarta bağlı. Bu parayı derneğin bütçesine katamaz. STK’nın kendi gayesini gerçekleştirmek için Politik toplumun desteğini ayrı bir bütçe olarak tanımlayıp, bütün harcamaları şeffaf olarak dönemsel olarak açıklanmalı. Bu konuda ayrıca bir etik kurul oluşturulup, harcamalar ve Fon sağlayan kurum ve fon alan STK arasında yapılacak protokole uygun bir şekilde harcanıp harcanmadığı denetlenmek zorundadır. Yani STK’nın fon talebinde bulunurken projesinin Fon’un o niye başka bir STK’ya değil, o STK projesinin detayları açıkça gösterilmelidir.
Merkezi hükümet ya da yerel yönetimlerden, ya da bir sermaye grubundan destek almak, yine aynı şekilde ayrı bir muhasebe, etik denetime tabi tutulması gerekir. Yoksa bu iş bir sermaye grubun ve/veya politik toplumun örtülü taşeronluğuna dönüşebilir. Yönetimden ya da partilerden birinde seçilmiş ya da atanmış olan kişi ya da bürokrat olan biri, herhangi bir STK’nın yönetim kurulu üyesi olmamalı. Bu kişiler daha önce dernek üyesi iken, daha sonra siyasi bir kişi olması ya da bürokrat olması halinde üyeliği “pasif”e alınmalıdır. Maalesef bizde her şey birbirine karışmış vaziyette. Güya “Laik”iz, İslam’da “ruhban sınıfı” olmadığı halde “kadrolu imam”ı “devlet memuru” yaparız. Öte yandan “Dini vergiler”den oluşan bir parayı dinen haram olan “Riba kuruluşu”na Sermaye yaptığımız gibi, dini vergileri matrahtan düşemeyiz!. Hani deve’ye “neren eğri” demişler, deve de demiş ki “nerem doğru ki!”
Bizdeki “Özerk yapılar”ın durumu da bir alem. Hepsi bir bakıma arkadan siyasete bağlı. Akademilerin hali de yürekler acısı. Dini yapılar, kooperatifler ve diğer kolektifler, imtiyazlı grublar da sonuçta siyasi yapının elinde.. Yani bizde Sivil toplumun “S”si bile yok. Bu iktidar için de muhalefet içinde böyle. Bu yapılar, partilerin arka bahçelerinde tutuluyor. Bu yapılar da siyasete sıçramak için bir trampen tahtası gibi kullanılıyor. Sivil-siyaset bizde tencere-kapak ilişkisi içinde. Bu aslında gayrimeşru bir buluşmadır. Yasama ve yargı da aslında Yürütme ile aynı çarpık ilişki içinde.
Bu ortamda “Düşünce, ifade, örgütlenme” hürriyetinden, “Basın hürriyeti”nden söz etmenin bir anlamı, bir değeri yok. “Kanun devleti” ile “Hukuk. Devleti” arasında sınır da böyle bir zeminde anlamını yitiriyor. Oysa her kanuni olan ahlaki olan değildir. Gerçekte Hukuka uygun olmayan yasa suç aletidir. Ulus, Halk, Millet, Ferd, Cemaat’ın anlamlarını da bilmiyoruz bugün. “Ulus” modern bir kavram, Vatan “ulusun toprağı” anlamına geliyor. Çoğu kişi, “Ulus” ve “Vatan”ın Westefelya ile ilgili bir kavram olduğunu bilmez. Tabii, “Ülke, Yurt, Memleket“ nedir, aralarındaki........
© Haber Vakti
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)
![](https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/3/3c/Download_on_the_App_Store_Badge.svg/203px-Download_on_the_App_Store_Badge.svg.png)
![Get it on Google Play](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/google.play.220.png)