menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Modern taassub!

324 24
03.09.2025

Taassub Ne Demek? Ya da “Mutaassıb” kime denir. Kur’an-ı Kerim bize “bilmediğin şeyin peşine düşme” der. Bir fikre, inanca, ideolojiye, lidere, bir kişiye “körü körüne bağlılık” demektir. Benzer anlamlar için “bağnazlık”, “fanatizm” kelimeleri de kullanılır.. Genellikle, “ilim, akıl ve mantık dışı, aşırı ve katı bir tutum”u ifade eder. İngilizcede daha çok “Fanaticism” kullanılır. Arabça’da “asaba” kelimesinden türetilmiştir. “Asabiyet” şeklinde kullanılır. Dini metinlerde din devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmek, “ataların” dini’ne bağlılığı” ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Bir şeyi bilerek ya da bilmeyerek ona "tutkuyla, sıkıca bağlanma”yı ifade eder. Tassub İslam’da haramdır. Din ve devlet büyüklerine sorgusuz-sualsiz tabi olmayı İslam İlah ve Rab edinmek olarak tanımlamıştır. “Bilmediğimiz, emin olmadığımız bir konuda kananat sahibi olmak” yasaklanmıştır.

"Fanaticism" kelimesi Latincede “tapınakta vecd içinde, cezbe halinde coşkulu bir şekilde ibadet eden” demektir. İngilizce’eki "bigotry" kelimesi dindarlıkta aşırıya kaçan kişiler için yaklaşık olarak aynı anlamda kullanılır. “Muhafazakârlık” mevcut düzenin, geleneklerin, kurumların ve değerlerin korunmasını savunan bir düşünceyi ifade eder. İngilizcede bunun karşılığı "Conservatism"dir. Bizdeki “Konserve” dediğimiz uzun ömürlü, işleme tabi tutulmuş paket gıda da buradan gelir. Türkçedeki "Muhafazakârlık" kelimesi de Arapçada "Hıfz" kökünden gelir. “Hafız” da aynı kökten türemiş olup "koruma, saklama" anlamına gelir. "Muhafaza" kelimesi "korumak" fiilinden, "-kârlık" ekiyle ise bir ideoloji veya tutum haline dönüştürmeyi ifade eder. Öte yandan peygamberimizin, “iki günü birbirine eş geçen aldatmıştır” ifadesi ile, “Ataların dini” konusunda getirilen uyarılarla bu durum yasaklanmıştır. İslam yine aynı şekilde “körü körüne inanmayı” yasaklar.

Bugün Türkiye’deki en fanatik, muhafazakar, radikal topluluk Kemalizm’dir. Üstelik bu kesim kendini “İlerici, Modern, Çağdaş” olarak tanımlamaktadır. Mesela 19.YY sonunda, savaş yıllarında, her 3’ü de bu gün “tu-kaka” edilen Kapitalizm, Faşizm ve Komunizm’in gölgesinde oluşan kavram ve kurumlarla kendini ifade eden, her ne kadar Mustafa Kemale nisbet edilse bile, Moiz Kohen/Tekinalp, Lazaro Franco gibi kişilerin isimlendirdiği ve yönlendirdiği bir politik projeden söz ediyoruz. Halkın din, ahlak, geleneği dışlayan, batı taklidi ve konjoktürel olarak pragmatik bir takım taktik manevralarla toplumu dönüştürmek isteyen bir hareketten söz ediyoruz. İlkesel olmaktan çok fırsatçı bir bakış açısı ile ego santirik ve çıkarcı bir bakış açısıyla, kişinin ilke, ahlak veya bağlılıkları yerine, kendi çıkarlarına uygun olan her türlü fırsatı değerlendirme eğilimi içinde insanların din, ahlak, dil, kıyafetini değiştirmeye çalışan bir “kadro”dan söz ediyoruz. İslam bu kadrolara göre “irtica”, Müslüman “Mürteci”dir. Laiklik dedikleri aslında meşruiyetini İncil’den alan bir kilise kurumudur. “Yerli ve Milli” maskesi takip “eğitim” yolu ile “10 yılda 15 milyon genç yaratma” derdine düştüler. “Monarşik Cumhuriyet”de “Tek Adam” her şeye hakimdi. Tabii bir de 2.si vardı. Tek parti’de, adaylar “Tek Adam” tarafından yani “Monark” tarafından belirleniyor. Parti üyeleri oy kullanabiliyor. Sandığın üzerinde parti bayrağı örtülü, başında jandarma bekliyor. Oylama açık yapılıyor. Sonra gizli sayım. Hemen oylar yakılıyor. Yani itiraz yok. İtiraz eden, isyancı, rejim karşıtı sayıldığından, İstiklal mahkemelerine kadar yolu var. Şapka giymezsen, ya da Ezan........

© Haber Vakti