Kehf suresi ışığında bugünü okumak
Kainat Allah’ın (cc) “kevni bir ayeti” olup, okunması gereken bir kitaptır. Aslolan Kelamullahın penceresinden kendi nefsimize ve dışımızdaki alemi bu pencereden seyretmektir. O pencere aslında Cennete açılan bir penceredir. Kişi, bu pencereden kendi nefsine baktığında, Allah’ın kendini neyle meşgul ettiğini ve onun rızasına ulaşmak için nasıl davranması gerektiğini görür. Bu anlamda Allah, sana, bana, demire, arıya da vahyetti ve bize eşyanın esmasını da öğretti. Bu bilgi gömülü bir yazılım gibi bizim derunumuzda gizlidir ve biz bu bilgi ile kainattaki her şeyle daimi bir bağ, ilişki ve etkileşim içindeyiz. Çünkü, ekmel-i mahlukat, eşrefi mahlukat, biz zübde-i kainatız.
Hamd, Allah’ın kullarına indirdiği ve onda hiçbir eğrilik (çelişki) bırakmayan, yaratanın yaratıla vahyettiği yaşama biçimi olan bir kitaptır.. Bu Kitap, dosdoğru bir yolda olsun diye bizleri uyarmak ve salih ameller işleyen müminlere, kendileri için güzel bir mükâfat olduğunu müjdelemek için gönderildi.. Bizi cennetle müjdeleyen ve cehennemle korkutan bu Kitap, “Allah çocuk edindi” diyenleri uyarmak içindir. Onlar cahillerdir, kendi nefislerine zulmediyorlar. yalandan başka bir şey söylemiyorlar. Bu kitap insanları imtihan için sorgu gününe ilişkin cevap anahtarı gibidir. Hangisi daha güzel ameller işleyecek? Ve şüphesiz ki, biz yeryüzünde olan her şeyi bir gün kupkuru bir toprak haline getireceğiz.
Hani o mağaraya sığınan gençler vardı ya onlar ne demişlerdi: “Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve işimizde bize doğruyu buldur.” Hani şu “Ashab-ı Kehf diye Kitapta bize misal ve örnek olarak gösterilen gençler. Onlar, Rablerine iman etmiş gençlerdi. Biz de onların hidayetini artırdık. Kalplerini sabit kıldık. Onlar şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasına ilah diye tapmayız. “Şu bizim kavmimiz, Allah’tan başka ilahlar edindi. Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?” Onların hali Allah’ın ayetlerinden biridir. Allah kime hidayet ederse, o doğru yoldadır; kimi de saptırırsa, onun için doğru yolu gösteren bir dost bulamazsın. Uyandırıldıklarında İçlerinden biri: “Ne kadar kaldınız?” dedi. Diğerleri: “Bir gün ya da bir günün birazı kadar” dediler. Bazıları da: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir” dediler.. İçlerinden birini şehre gönderdiler ki, yiyecek bir şeyler alsın ve şehirde ne konuşuluyor, onun bilgisini getirsin. Şehre gidecek olan o içlerinden biri, dikkatli davranmalı, kimseye fark ettirmeden bu işi yapmalıydı. Çünkü eğer........
© Haber Vakti
