menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dünya hayatının geçiciliği üzerine

262 0
yesterday

Dün başladığımız, Kehf suresinin aydınlattığı ufkumuzda yolculuğumuza devam edelim.

Dünya Hayatının Geçici olduğunu unutuyor insanların çoğu. Ve Allah’ın (cc) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edeceğini de unutuyoruz. 100 yıllık hayaller kuruyoruz ve insanların bu hayallere inanmasını istiyoruz! O hayallerin sonunda o yapıp-ettiklerimiz rüzgârın savurduğu çerçöp haline gelir. Allah (cc) her şeye güç yetirendir. Mal ve evlat, dünya hayatının süsüdür. Ama baki kalan salih ameller, Rabbi’nin katında sevap olarak da ümit olarak da daha hayırlıdır.

Kıyamet saati geldiğinde o gün Allah (cc) dağları yürütür de yeryüzünü dümdüz eder. Kiramen katibinin amellerin yazdığı defter ortaya konur. Suçluların, onda yazılanlardan korkuya kapıldığını görürüz o gün.. Derler ki: “Vay halimize! Bu nasıl bir kitap ki, küçük büyük hiçbir şeyi bırakmadan hepsini saymış!” Yaptıklarını karşılarında bulurlar. Rabbin kimseye zulmetmez.

İnsanoğlu, Şeytan’ın İnsana Düşmanlığı konusunda gaflete düşüyor çoğu zaman. Hani Allah (cc) meleklere: “Âdem’e secde edin” demişti de, cinlerden biri olan, Allah’ın emrini dinlemeyen İblis hariç hepsi secde etmişti. Sahi, insanlar şimdi Allah’ı bırakıp onu ve onun soyunu dost mu ediniyorlar? Oysa onlar bizim düşmanımızdı. Mahşer günü gelip, divan kurulduğunda Suçlular ateşi görünce ve oraya düşeceklerini anladıklarında, ondan kaçacak bir yer bulamayacaklar.

Şeytan’ın aid olduğu Cinler topluluğu bizden önce dünyada yaşıyorlardı. Onlar dumansız ateşten yaratılmışlardı. Bozgunculuk yaptıkları için cezalandırıldılar. Allah onların yerine İnsanları dünyaya varis kıldı. İnsanlar topraktan yaratılmıştı. Şeytan bu yüzden isyan ediyordu. Dünya ellerinden alınmış, insanlara verilmişti. Bunu kabul edemiyorlardı. İnsanların çoğunun da cinler gibi dünyaya gittikten sonra sapıtacaklarını iddia ediyordu. Kendi yurtlarının insanlara verilmesine karşı ırkçı, kendi soyunu üstün gören bir anlayışla Allah’ın insanlar hakkındaki hükmüne itiraz ediyordu.

Bu surede anlatılan diğer önemli konu ise Hz. Musa ve Hz. Hızır Kıssası idi. Kur’an bu konuda daha en başında bizi uyarıyor: Allah (cc) “insanlara her türlü misali verdik. Ama insan, tartışmaya çok düşkündür” buyuruyor.. İnsanları, iman etmekten ve Rablerinden mağfiret dilemekten alıkoyan şeyin ise, öncekilerin başına gelenlerin ders almamaları olduğunu söylüyor. Oysa peygamberler, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderildiler ama insanlar onları dinlememekte inat etti. . Kâfirler ise, kendilerine yapılan uyarıları alaya aldılar. Onlar inatlarında ısrar edince de Allah (cc) onların kalplerine, onu anlamamaları için........

© Haber Vakti