menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Deprem öncesi tedbirler

188 1
previous day

Daha önce yazdıklarıma ek bazı tedbirlerin acilen alınması gerektiğini düşünüyorum ve bu fikirlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sakarya depremini, Düzce, İzmit depremi ile birlikte yaşadık. Yalova da sallandı, İstanbul’da, Aslında Gölcük’te de büyük yıkım oldu. Aynı şekilde İstanbul depremini İzmit’ten başlatmak gerek. Tekirdağ Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale depremi olarak bir bütün olarak görmeliyiz. İstanbul, karadan Avrupa’dan Ortadoğu denilen coğrafyaya geçiş kapısı. Hava, Deniz, Demir yolu üzerinden önemli bir bağlantı ve aktarma istasyonu. Bölgenin nüfusu, sanayi alt yapısı, stratejik ve tarihi dokusu ile birlikte düşündüğünüzde, bu deprem öyle Hatay, Antep, Maraş, Kilis, Adıyaman, Malatya depremine benzemez. Kıyas bile edilemez.

O depremi GAP ve Akabe/Kudüs bağlantısı ile birlikte düşünürseniz bir başka açıdan çok önemli. O fay hattı Güneye doğru Kudüs üzerinden Akabe’ye uzanır. Ve o bölgede yine bu hatlar üzerinden bir deprem beklenmeli. Bu depremlerin tarih olarak geçmişi ve geleceği, TeoPolitik, JeoPolisitik ve JeoStratejik yönü de ayrıca önemli.. Bu konuyu daha önce 6.11.2024’te yine Habervakti’nde yazmıştım ve orada özellikle ayrıca mezarlık konusuna dikkat çekmiştim.

İstanbul depremi er ya da geç olacak. Ne kadar gecikirse, şiddeti o kadar artabilir. Dahası deprem oluşmuşsa, çok farklı yöntemlerle tetiklenebilir. Gece gündüz farkı bile yıkımın maliyetini artırabilir. Eğer deprem 2025 sonuna kalacak olursa, hem kozmik etki mekanizması açısından, hem de 1000 yıl önce uyuyan fay hatlarının uyanması, mevcut fay hatlarının uykuya çekilmesi ve bununla birlikte fay hatlarının çerçevelediği plakaların, uyuyacak olan ve uyanan fay hatlarının her iki kanaldan birbirini olumsuz etkilemesi halinde, özellikle Marmara’da Gebze-Tuzla arasından başlayan fay hattı ile Gölcük’ten başlayan fay hattı ile birlikte hareket ettiğinin düşünülmesi halinde, durumun vehameti daha iyi anlaşılacaktır. İstanbul depreminde ölülerin yıkanması, kefen bezi bulup, bunların kullanılması, ölüleri gömecek yer bulmak bile büyük sorun olacak.

Deprem bölgesinden çıkış, deprem bölgesine yakınlarını aramaya gelenler ve yardıma gelenlerin afet bölgesine girişi iyi bir şekilde örgütlenmezse, senkranizasyon, oryantasyon ve optimizasyon sorunu yaşanacak olursa, depremde can kaybı, özellikle, yaşlı, hasta, engelli ve yaralılar açısından katlanabilir. Onun için bana kalırsa, bu risk grubunun ve çocukların deprem öncesi tahliyesi hayati önem taşımaktadır.

Kesinlikle şehre giriş ve çıkışlar açısından, Sakarya, Yalova, Bursa, Tekirdağ’da bariyer, araç park yeri’ne, Ortopedi, ilk yardım ve sevk için altyapı, teknik donanım, İK / personel, ilaç ve sarf malzemelerinin tedariki ve stoğu gerekir. Limanlar, kara yolu, Hava yolu, Demir yolu alt yapısı çökmüş olabilir. Onu da hesaba katmak gerekir. Anadolu’ya çıkış kapısı ile, Tekirdağ üzerinden batıya çıkış koridorunun açık kalması da son derece önemli. Ve doğu batı kara yolu, asfalt yol dışında stabil olarak da açık tutulması gerekir. Çünkü asfalt yollar kullanılamaz, alt-üst geçitler çökmüş olabilir.

İstanbul depremi bitecek, Ege depremini konuşacağız.........

© Haber Vakti


Get it on Google Play