menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Birilerini İlah ve Rab edinmek!

305 6
29.07.2025

Milletvekilleri, siyasi bir göreve atananlar ya da bürokratlar, ya da bir yerlere kendilerini intisablı kabul edenleri uyarıyorum.. Kim olursa olsun, size, din ya da devlet adamı biri emir verdiğinde, o işi anlayıp dinlemeden, o şeyi, sizden istendiği gibi, sorgulamadan kabul ya da reddederseniz, o kişiyi İlah ve Rab konumuna yükseltmiş olursunuz. Amir-Memur ilişkisi bu açıdan çok tehlikeli bir hale gelebiliyor. Özellikle asker, polis, istihbarat da bu durum daha da keskin bir hal alabiliyor.

Biz peygamberimize bile sormadık mı, “bu bizden istediğiniz şey vahiy mi, yoksa sizin kanaatiniz mi” diye! Vahiyse iman ettik.. Hem de cephede, savaşa hazırlık yaparken. Biz Resulümüzün iki sıfatına birden iman ettik. Onun bir abd ve bir de resul sıfatı vardır. Onun Resul sıfatı ile bize söylediği her şey dindir. Abd sıfatı ise, masumiyet ilkesi sebebi ile, onun söz ve fillerinde asla masiyet söz konusu olmaz. Cebrail onu uyarır ve o da hemen kendini düzeltir. Aksi halde onu mutlaklaştırmak, İlah ve Rab konumuna yükseltmek demek olur ki, Hristiyanlar Hz. İsa’yı bu şekilde İlah ve Rab edindiler.

Ne din adamlarını, ne de devlet adamlarını ya da Allahtan başka herhangi bir kimseyi ya da bir şeyi İlah ve Rab konumuna yükseltmemiz yasaklanmıştır.

Yahudilere Cumartesi yasağı dolayısı ile hiçbir ülkede askerlik de ya da diğer alanlarda olsun, makine kullanma emri veremezsiniz, ama İslam ülkelerinde bile kimse haram aylarda, Müslümanların uyması gereken kuralları dikkate almaz. Ve hiçbir Müslüman topluluk da, Üniversite ya da cemaat olsun, bunu tartışamaz, konuşamaz.

Yahu biz artık fiilen uymasak da, bu memlekette şapka giyme mecburiyeti var. Yasa emri. O yasa orada duruyor. Yasa uygulanmıyor ama, kimse bir ölünün hatırına o yasayı oradan çıkartamıyor.

Yahudiler, geçmişte kendilerini “Allah’ın ailesi”nden saymışlardı. Babil sürgününden sonra da Üzeyir aleyhisselamın Tevrat’ı yeniden tedvir etmesi dolayısı ile onun haşa Allah’ın oğlu olduğunu söylemişlerdi. İseviler de daha sonra aynı yanlışa düşerek Hz. İsa’ya “Allah’ın oğlu” dediler.

Bugün de birileri, din ve devlet büyüklerini haşa bu konuma yükseltiyorlar. Göklerin hazinelerinin anahtarının onların ellerinde olduğu, göklerin ordularının komutasının onlarda olduğunu, toplumun rızgına, eceline onların hükmettiğini düşünüyor, ezel ve ebed davası güdüyorlar. Açık açık “insanların, ülkenin kaderini değiştirmek”ten söz ediyorlar.

Zamane müşriklerinin halleri, Mekke müşriklerinin hallerinden........

© Haber Vakti