menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Arz-ı Mev’ud coğrafyası derken

361 0
10.09.2025

Sumud’dan son haber. İsrail Tunus’daki Sumud gemisine ve Suriye’deki Türkiye’nin askeri tesislerine saldırdı. “Dostumuz, müttefikimiz, Stratejik ortaklarımızABD ve İngiltereKafir Netenyahu”nun yanında yer alarak, İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırılarına ilişkin “soykırım suçlaması”nı reddettiler. BM Genel kurulu, ABD’nin Filistin yönetimine vize vermemesi üzerine BM İnsan Hakları forumunun Cenevre’de toplanması konusunda bir karar alındı. Trump, Gazze konusunda UCM’den sonra BM ilkelerine karşı da tavır aldı.

Önce, Allah’a Hamd, Resülleri ve Nebi’lerine selavat ve “İnsanlığın yüz akı” olan, Hılf-ul fudul’un manen dirilişi anlamına gelebilecek Sumud filosu yolcularına, onlara maddi ve manevi destek veren duaları ve gönülleri ile onlarla birlikte olanlara, tüm dünyada Gazze direnişine destek veren herkese, Gazze’deki şehidlerin kanları ile yazılan adalet, barış ve hürriyet mücadelesine destek veren eylemcilere, boykotçulara selamla başlıyorum. Bugün size Arz-ı Mev’ud’dan söz edeceğim. Kur’an-ı Kerim’de bu terim doğrudan “Arz-ı Mev'ud” olarak geçmez, ancak “Arz-ı Mukaddes” (Kutsal Topraklar) veya “Bereketli Arz” gibi ifadelerle anılır ve genellikle Kudüs bölgesiyle ilişkilendirilir "Arz-ı Mev'ud" (Vadedilmiş Topraklar) terimi, Musevi şeriatına göre ise “Allah’ın Hz. İbrahim ve soyuna vadettiği bölge”yi ifade eder.. Bizim inancımızda “Arz-ı Mukaddes” aslında 4 büyük kitabın vahyedildiği Vahiy coğrafyasını ifade eder. Kur’an-ı Kerim’deki ifade ise “Millet-i İbrahima” şeklinde telaffuz edilir. Bu ifade Bakara 130, 135, Âl-i İmrân 95, Nisa 125, Nahl 1123, Hac 78’da geçer. Bu ayetler, Hz. İbrahim’in hanif, tevhid merkezli dinine uymayı emreder ve bu dinin şirkten uzak, Allah’a teslimiyetle dolu olduğunu vurgular. Mealen, “İbrahim’in milletiAllah’a yönelen, saf bir inanç olarak tanımlanır ve Müslümanların bu yolu devam ettirmesi gerektiği belirtilir. İslam, “Musevi”lik ya da “İsevi”lik gibi “Muhammedi”lik değildir. Allah’ın yarattığı insanlar için seçtiği tek dindir. Bu anlamda Hz. Adem de, Hz. Nuh da, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davud, Hz. İsa ve Hz. Muhammed’de (hepsine selat ve selam olsun) İslam idi. Yani Müslümandı.

İbrahim milletinde Nübüvvet silsilesi, Hz. Sare annemizden gelen Hz. İshak ve oğlu Hz. Yakub’la başlar, Tevrat’ın verildiği Hz. Musa, Zebur’un verildiği Hz. Davud ile devam eder ve bu soy İncil’in verildiği Hz. İsa Mesih ile ile son bulur. Son peygamber olarak ise Hz. İbrahim’in Haacer’den olan oğlu Hz. İsmail üzerinden devam eden soyun nübüvvet açısından son halkası da ahir zaman peygamberi olan Hz. Muhammed’dir. (sav). Kutsal metinlerden çıkan anlama göre bu coğrafya bir ırka değil, Hz. İbrahim sonrası gelen Peygamberlerin ayak izinden giden muvahhid’lere emanet edilen, hakimiyet kurulması değil, hadim olunması gereken vahiy coğrafyasını ifade etmektedir. Bunun anlamı şudur. Son peygamber, ahir zaman peygamberi bu emanetin manevi olarak tabii varisidir. Söz konusu olan bir ırk değildir. Yahudiler bu coğrafyanın kendilerine Allah tarafından verildiğini iddia etmektedirler. Ve bunu kendi devlet ve siyasetlerinin merkezine almaktadırlar.

Bugünkü Siyonist Yahudiler zaten muharref bir kitaba inanmanın da ötesine geçerek Tevhid’den uzaklaşmakla kalmamışlar Pedefolik, Satanist bir yola sapmışlardır. Newyork’taki Chabat havrasının bodrumunda yaşananları biliyoruz. Epstein skandalının arkasında kimlerin olduğunu da biliyoruz.

Öte yandan Biz Hz. Davud’u Peygamber biliyoruz ve Zebur’u da ilahi bir kitab kabul ediyoruz orijinal şekli ile. Yahudiler ise Hz. Davud’u peygamber kabul etmedikleri için Zebur’a da iman etmiyorlar. Onu İsrailoğulları’nın siyasi birliğini kuran, dindar, savaşçı bir kral olarak görmekle kalmıyorlar, dahası ona iftira da ediyorlar. Hz. Davud’un oğlu Hz. Süleyman’ı da çok zengin, olağanüstü imkanlara sahip dindar........

© Haber Vakti