EKONOMİDE TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Günümüz Ekonomisinde Görünmez Bir Tehdit
Modern ekonomiler, sürekli büyüme ve verimlilik baskısı ile şekilleniyor. Rekabetin acımasız sertliği, teknolojik dönüşümün hız kesmeyen dalgaları ve küresel krizlerin yarattığı belirsizlikler; sadece bireylerde değil, ekonomik aktörlerin tamamında “tükenmişlik sendromu” olarak tanımlanan bir psikolojik ve yapısal yorgunluğa neden oluyor. Bugün, tükenmişlik sendromu yalnızca çalışanların veya yöneticilerin kişisel sıkıntısı değil; kurumların, sektörlerin ve hatta ülke ekonomilerinin genel sağlığını tehdit eden ciddi bir risk faktörü olarak karşımızda duruyor.
Ekonomik anlamda tükenmişlik, temelde motivasyon kaybı, üretkenlikte düşüş, yenilikçilikten uzaklaşma ve stratejik kararlarda tutukluk gibi sonuçlar doğuruyor. Bu durum, bireyden başlayarak şirketlere, sektörlere ve makroekonomik dengelere kadar uzanan zincirleme bir etki yaratıyor. Peki, bu kırılgan döngünün arka planında neler var? Ve en önemlisi; bundan nasıl çıkılır?
İş Dünyasında Görülen Yorgunluk: Sebepler ve Sonuçlar
Tükenmişlik sendromu; genellikle çalışanlarda stres, aşırı yük ve motivasyon eksikliği sonucu ortaya çıkar. Ancak ekonomide bu durum daha büyük bir resme işaret eder. Şirketler, özellikle de kriz dönemlerinde, kâr marjlarını korumaya odaklanırken uzun vadeli planları geri plana itebilir. Bu da inovasyonun durmasına, nitelikli personelin işten ayrılmasına ve markaların itibar kaybına neden olabilir. Daha geniş planda ise sektörlerde yatırım iştahının azalmasına, istihdamın daralmasına ve nihayetinde ekonomik büyüme hızının düşmesine kadar giden bir tablo karşımıza çıkar.
Son yıllarda hem küresel çapta hem de Türkiye’de sıkça gündeme gelen ekonomik dalgalanmalar, şirketlerde savunma reflekslerini........
© Haber Gündemim
