menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2024 KURUMSAL SEEKTÖR HESAPLARI

7 1
13.10.2025

Türkiye ekonomisinin son yıllarda sergilediği güçlü büyüme ivmesi, yalnızca üretim ve gelir göstergelerinde değil, aynı zamanda sektörler arasındaki ekonomik ilişkilerde de köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayımladığı Kurumsal Sektör Hesapları 2024 raporu, bu dönüşümün yapısal dinamiklerini rakamların diliyle gözler önüne seriyor.
2024 yılında Gayrisafi Milli Hasıla (GSMH) tam 44 trilyon 44 milyar 657 milyon TL olarak gerçekleşti. Bir önceki yıla göre d,3’lük artış hem nominal büyümenin hem de fiyat seviyelerindeki yükselişin etkisini yansıtıyor. Ancak bu yüksek büyüme oranının ardında hangi sektörlerin ne kadar katkı sunduğu, kimlerin gelir yaratıp kimlerin borçlandığı soruları ekonominin derin dengesini anlamak açısından çok daha belirleyici.
Kurumsal Sektör Hesapları Ne Anlama Geliyor?
Kurumsal sektör hesapları, bir ekonomide gelirin nasıl üretildiğini, dağıtıldığını, harcandığını ve biriktirildiğini gösteren kapsamlı bir sistemdir. TÜİK’in bu hesapları, ekonomiyi beş temel sektöre ayırır:
Mali olmayan şirketler (reel sektör),
Mali şirketler (bankalar ve finans kurumları),
Genel devlet (kamu yönetimi ve yerel idareler),
Hane halkı,
Hane halkına hizmet eden kâr amacı olmayan kuruluşlar (HHKOK),
Ve ayrıca bu sektörlerle dış alem arasındaki ekonomik etkileşimleri de içerir.
Bu sistem, milli gelir hesaplarının bir uzantısıdır; ancak daha detaylıdır. Çünkü sadece üretim değil, gelirin kim tarafından kazanıldığı, nasıl tasarruf edildiği ve hangi sektörlerin net borç veren veya borç alan pozisyonda bulunduğu da bu hesaplar aracılığıyla anlaşılır. Dolayısıyla kurumsal sektör hesapları, ekonominin görünmeyen damarlarını, yani finansal dolaşımını ortaya koyar.
Katma Değerin Omurgası: Reel Sektörün Gücü
2024 yılı verilerine göre, mali olmayan şirketler toplam ekonomide yaratılan katma değerin Y,4’ünü oluşturdu. Bu oran, Türkiye ekonomisinin temel yükünü hâlâ reel sektörün taşıdığını açıkça gösteriyor.
Sanayi, inşaat, enerji ve hizmet üretimi gibi alanlarda faaliyet gösteren bu şirketler, istihdamdan ihracata kadar hemen her alanda ekonominin motoru konumunda. Katma değerdeki bu baskın pay, özel sektörün üretim kapasitesini, girişimcilik gücünü ve ekonomideki dinamizmini yansıtıyor.
Ancak bu tablo, aynı zamanda bazı kırılganlıkları da........

© Haber Gündemim