Salda’nın sessiz çığlığı!
Yıllar önce ilk kez gördüğümde büyülenmiştim.
Sanki gökyüzü yere düşmüş, bulutlar göl olmuştu.
Bembeyaz kıyılar… Turkuaza çalan derin bir sessizlik…
Adeta nefes alan bir doğa tablosuydu Salda.
Bugün aynı yere bakıyorum…
Ve içim sızlıyor.
Çünkü beyaz cennet kararıyor.
***
Salda Gölü, yalnızca bir göl değil; bir hafıza alanı…
Doğanın milyonlarca yıl boyunca kendi kendine işlediği kutsal bir laboratuvar.
Ama biz insanlar, o laboratuvara çamurlu botlarla girdik.
Ayakkabıyla bastık…
Arabayla kıyısına kadar dayandık…
Şampuanla yıkandık, mangal dumanıyla boğduk.
***
Yetmedi.
Eşeler Dağı’nın yamaçlarından gelen o hayat dolu kaynak sularını madenciliğe kurban ettik.
Yaşam damarlarını kestiğimiz bu göl şimdi bir hastanın oksijen maskesi çekilmiş hali gibi.
Suskun,........
© Haber Gündemim
