Sisteme uymazsan dışarda kalırsın
Bu sesler ya özgürce düşünen bireylerin merakıyla yankılanır ya da ezberlenmiş, sindirilmiş, yönlendirilmiş kelimelerin tekdüzeliğinde kaybolur. Türkiye’de eğitim sistemine baktığımızda, günden güne artan bir çürümenin izlerini görmek mümkün. En çok da okulların, üniversitelerin, yani bilgi üretmesi gereken kurumların içine sinmiş liyakatsizliğin izlerini.
Bugün bir liseye ya da üniversiteye gittiğinizde karşınıza çıkan manzaraya bir bakın: Müdür koltuğunda dayısının ilçe teşkilatında çalıştığı için atanmış biri, fakülte dekanlığında eski dostluklara, siyasal angajmanlara dayalı bir isim, bölüm başkanlığında yıllardır tek makale yazmamış ama doğru yerlerde “görünen” bir akademisyen… Tüm bu görüntülerin ortasında ise kendini geliştirmek isteyen öğrenciler var: Ne yaparsa yapsın sesini duyuramayan, adaletsizlik karşısında susması öğütlenen, “sisteme uymazsan dışarda kalırsın” denilen o çocuklar.
Oysa eğitim, başlı başına bir adalet meselesidir. Kimsenin torpiliyle değil, hakkıyla yükseldiği bir yapı kurulmadıkça; ne liseler bilim üretir, ne üniversiteler........
© Haber Ege
