Ekonomiler bazen birdenbire çökmez
Bazen çöküş, tıpkı sabah uyandığımızda yüzümüze çarpan o hafif serinlik gibi, önce belli belirsiz dokunur; hissettiğimizi zanneder, emin olamayız. Sonra bir bakmışız, artık hissetmemek mümkün değildir. Türkiye ekonomisinin son yıllardır yaşadığı tam olarak bu: sessiz bir çığlık hali.
Enflasyonun kapımızı çaldığı günleri hatırlıyor musunuz?
Önce ufak ufak zamlanan bir kahve…
Sonra “yahu geçen ay da bu kadar ödüyordum sanki” diye kendimizi kandırarak aldığımız ekmek…
Derken artık market yürüyüşlerinin mini panik atak seansına dönüşmesi…
Bugün geldiğimiz noktada, fiyat etiketlerinin bile şaşırdığını hissediyoruz. Çalışan kasiyer bile barkodu okutunca “bu ne ya?” diyen bakışıyla bize sessiz dayanışma veriyor.
Ekonominin kötüye gidişi yalnızca rakamlarda değil.
Rakamlar zaten bir toplumun acısını anlatmakta en zayıf lisan.
Kötüye gidiş; gençlerin “gelecek” kelimesini kullanırken kekelemesinde, işçilerin sessiz mesailerinde, öğrencilerin yarım porsiyon hayat........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein