YETER ARTIK SÖZ HALKIN OLMALI!
Halk aç, siyasetçi ve medya tok! Seçenler sefalette, seçilenler abat olmuş!
Millet işsiz, ekranlardakiler papağan misali güya “analiz” yapıyor.
Kirasını ödeyemeyen insan, televizyonlarda “ekonomi uçuyor” diye avutuluyor.
İşinden haksız yere attığı işçi, icrayla, tefeciyle uğraşırken, onu işten atan demokrasi nutukları atıp “melek” rolüne soyunuyor.
Ve medya olmuş “basın”, gündemine ya muhalefetin dertlerini ya da iktidarın dayatmalarını alıyor!
Bu mudur sizin gazetecilik? Bu mudur “halkın sesi olmak”?
Hadi oradan!
On bir yıl... Bu ülkede bir insanın ömründen on bir yılını çalabilirsin ama hakikati susturamazsın! Mikrofonlar kapatıldı, ekranlar karartıldı, yazı köşeleri kapatıldı. Çünkü halkın sesi olmaya çalışmak bile, efendilerin çıkar hesaplarını bozuyordu.
İşte tam da bu yüzden susturulmak istendim. Şimdi düşünüyorum da galiba doğruydu bir zamanlar söyleneler, ara vermek zorunluluğum dahi “susturulmak” istenmemdi belki de!
Belki de “dostlar” dost, “abiler” abi, “kardeşler” kardeş değildi!
Millet açlıkla, çöple, susuzlukla savaşırken, işinden edilirken İzmir’in güya demokrat Başkanı, kapitalizmin gölgesinde fuar; yetmiyor, ekmek davasındaki millete mutfak müzesi açıyor! Bir de övünüyor.
Bu mudur halkçılık? Bu........
© Haber Ege
