‎Hepimiz farkındayız aslında; elimizden düşmeyen o telefonlar, tabletler, bilgisayarlar... Hayatımızın ayrılmaz bir parçası oldular. Sabah uyanır uyanmaz gözümüz ilk onları arıyor, gece uyumadan önce son kez kontrol ediyoruz. Peki ya beynimiz? Peki ya sevdiklerimiz?

‎Beynimiz bu derece ekrana bakmaya dayanabiliyor mu? Sürekli bildirimler, mesajlar, videolar beynimizin dikkat mekanizmasını allak bullak ediyor.

Düşünsenize; bir konuya odaklanamıyorsun, bir şey yaparken aklın sürekli telefona kayıyor. Beyindeki dikkat merkezleri sürekli uyarılıyor, yoruluyor. Uzmanlar buna "dijital yorgunluk" diyorlar.

Hatta yapılan araştırmalar, çok ekran kullananlarda hafıza sorunları, odaklanma güçlükleri ve hatta uyku problemleri başladığını söylüyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki teknoloji bağımlılığı, beynin prefrontal korteks adı verilen bölgesini doğrudan etkileyerek dikkat, karar verme ve planlama gibi yürütücü işlevleri sekteye uğratıyor.

Sürekli bildirimler ve anlık mesajlar, beynimizi bir “aciliyet döngüsüne” sokuyor; bu da sürekli tetikte olmamıza ve gerçek hayatta daha az odaklanmamıza sebep oluyor.

Üstelik dopamin salınımı da bu süreçte devreye giriyor. Bildirim sesi, yeni bir e-posta veya sosyal medya beğenisi, beynin ödül merkezini harekete geçirerek bizi tekrar tekrar ekran başına çekiyormuş.

Bu da tıpkı bir madde........

© Günışığı Gazetesi