menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Şarkılar aracılığıyla anlaşılmak istiyoruz”

7 0
13.07.2025

Sattılar bana bendeki cenneti

Sürdüler üstüme hasreti cinneti

Karanlığa daldım bu mudur dibi?

Aklıma ziyan

Büyüyor anksiyete

Yarın can çekişiyor.

Senin, benim gibi insanlar silinmiş.

Nezaket ezilmiş.

Zalimlerden başka haklı yok, vicdan yok, ayıp yok, yok.

Bu sözler Gripin’in yeni şarkısı ‘Aklıma Ziyan’dan… Tam da bu dönemi, içinde yaşadığımız duyguları o kadar iyi anlatıyor ki! Aklımıza ziyan dediğimiz dönemlerden geçiyoruz öyle değil mi? Gripin yıllardır şarkılarıyla beni bana anlatan müzik gruplarından biri; O kadar çok şarkısı var ki dinlediğim özellikle ‘Beş’ şarkısı ile kaç gece ağlamadım ki?!. Gripin art arda yeni şarkılarını dinleyicileri ile buluşturdu. ‘Aklıma Ziyan’ şarkısı da bundan. Elbette devamı gelecek şarkıların ve heyecanla bekliyorum. Gripin grubunun üyeleri Birol Namoğlu ve Arda İnceoğlu ile buluştum. Müziğe ve hayata dair her şeyi konuştuk. Grubun diğer üyelerine buradan selamlar olsun. Bugün Gripin’in başta ‘Aklıma Ziyan’ şarkısı olmak üzere dinleyin, dinletin. Şöyle müzikle geçen bir pazar olsun.

Nasılsınız, nasıl gidiyor?

Gripin: Nasıl diyelim? Açıkçası biz de memleket gibiyiz. Hani “İyiyiz” demek artık kolay değil. Ama tabii yine de bir şey bizi tutuyor.

Şu son dönemde tutunacak bir şey arıyorsun bu anlamda müzik yapıyor olmak iyi bir şey, sizin için terapi olsa gerek. Siz de bunu üretimlerinize yansıtıyor musunuz?

Birol Namoğlu: Kesinlikle. Zaten başka türlü içimizdekini anlatma şansımız yok. Bu son şarkılar ya da bu süreç boyunca bizim için üretim bir tür iyileşme oldu. Konuşarak anlatamayacağın şeyleri müzikle, sözlerle anlatabiliyorsun. Bu bizi çok rahatlattı. Hem kişisel anlamda hem grup olarak. Biz kendimizi yazarak ya da sosyal medya paylaşımlarıyla anlatan insanlar değiliz. Müzik olmasaydı ne yapardık bilmiyoruz açıkçası, terapi gibi bizim için.

Arda İnceoğlu: Bazen de çok haberlere daldığın zaman, dünyanın haline baktığın zaman çok bir şey yapasın da gelmiyor. İyice dibe vuruyorsun ama oradan da kurtuluş bir şey yaparak, üreterek mümkün oluyor.

“Hakikaten inanılmaz şeyler oluyor”

Böyle coğrafyaların en teselli edici yanı çok hikâyenin olması ve bu durumun üretime katkısı… Bu anlamda bu coğrafyada müzik yapmak nasıl bir yaratıcılık?

Birol Namoğlu: ‘İçinde Tutma’da söylüyorduk “dünyanın ameliyatlı yerinde” içinde tutma dedik. Evet, gerçekten problemler veya karışıklıklar veya neyse o adı artık her gün yeni bir gündem insanın kafasını bir noktaya kadar yaratılış yönünde de açıyor, başka şeyler oluyor. Ama bir yandan da tabii bir şeyleri öldürüyor çünkü çok yorucu. Sürekli değişiyor. Hakikaten inanılmaz şeyler oluyor, her gün bir şey değişiyor. Sonra alışmaya başlıyoruz, normalleştiriyoruz. Sonra unutmaya başlıyoruz. Evet, bir noktada diri tutuyor olabilir ama sonra döngünün parçası oluyorsun. Çok acayip bir coğrafya. Dünya da öyle sadece bizim coğrafyamız değil şu an. Bu dönemin bence insanlara ve yaratıcılara da elbette katkısı vardır, o düşüncelerle, duygularla sanatçılar tabii bir şeyler yapmışlardır ama sıkışan, kalan, çıkamayan, negatif etkilenen de çok eser ve eser sahibi vardır diye düşünüyorum.

“Biz mutluluğu şarkılarımıza yansıtamıyoruz”

Hadi bir lay lay lom, eller havaya, yaz geldi bir yaz şarkısı patlatalım şeklinde bir hikâyeniz de yok, sizden öyle parçalar da çıkmıyor.

Arda İnceoğlu: Öyle şarkımız olamadı. Onu hiç yapamadık, başaramadık. Hep konuşuyoruz ama biz mutluluğu işimize, şarkılarımıza yansıtamıyoruz. Üretim anlamında biz hep etrafımızda olan negatif olaylardan beslenen adamlarız. Gerçek hikâyelerden besleniyoruz. ‘Aklıma Ziyan’ özellikle böyle bir şarkı oldu. Müzikte de sözde de gerçek hayat besliyor bizi. Dolayısıyla bu dönemde de böyle olmak zorunda olduk. Özellikle şu an her şeyin tıklarla ölçüldüğü bir dünyada, aklımıza ziyan gerçekten. Şarkının yolculuğu nereye gider bilmiyoruz ama benim için aklıma ziyan, iyi ki yapmışız diyeceğimiz şarkılardan biri.

“Şarkı, yaşarken büyüyor”

Şarkıların çıkış süreci nasıl oluyor, derinlikli sözler nasıl yazılabiliyor?

Birol Namoğlu: Sözler için konuşayım… Müzik de öyle ama özellikle söz yazımı gerçekten uzun sürüyor. Aylar alabiliyor. Çünkü yazarken aslında sürekli yaşıyorsun, sürekli gözlemliyorsun, bir şey oluyor, bir duygu geliyor, başka bir yere evriliyor. İlk fikir geldiği anda bitmiş sayılmıyor yani. Çünkü şarkıların temaları, az çok hepimizin yaşadığı ortak konular; Aşk, terk edilme, kayıp… Bu duyguların hangi dönemine denk geldiğinize göre de şarkıların sözleri değişebiliyor. Bazen insan ilişkileri üzerine bir şeyler çıkıyor, bazen daha toplumsal konulara eğiliyoruz. ‘Aklıma Ziyan’ şarkısının ilk hali aslında 8-9 ay öncesine dayanıyor. O zamanlar karaladığım bazı cümleler vardı bir kenarda. Ama zamanla üzerine çok şey eklendi, çok şey değişti ve bugünkü haline geldi. Süreç hep böyle; şarkı, yaşarken büyüyor. Söz yazımı hayat boyu devam eden bir şey tabii küçük notlar tutarak ilerliyor. Sadece üç şarkı var öyle bir anda çıkan; ‘Kahpedir Dünya’, ‘Galatasaray Marşı’, ‘Durma Yağmur Durma’. Genel olarak bizim daha çok aşk şarkılarımız, insan ilişkilerine dair parçalarımız var. Ama arada işte, “Baba Mesleği” gibi, “Kahpedir Dünya” gibi ya da “İçinde Tutma” gibi daha toplumsal, daha derin yerlerden çıkan şarkılar da oluyor. Demek ki o dönem nasıl hissediyorsak, o çıkıyor ortaya. Bu da öyle bir dönemdi........

© Gazete Pencere