menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Menopoz yaşlılığın değil, başka bir kadınlık halinin başlangıcı”

14 0
06.07.2025

Kendisiyle bir etkinlikte tanıştım. İstanbul’a en çok yağmurun yağdığı gecelerden biriydi, etkinliğin adı da ‘Hep Yeni Kal’dı. Hep yeni kalmaya karar vermiş kadınlar olarak yağmura rağmen bütün gece eğlendik. Melis Alphan isim olarak tanıdığım ama yakından tanışmadığım bir meslektaşımdı. O gece tanışmış oldum ve aradan uzun zaman geçti, bir daha da görüşemedik. Kendimi eskimiş hissettiğim şu zamanlarda bana hep yeni kalabileceğimi hissettirecek bir kitap ile karşıma çıktı. Melis ezberleri bozacak türden bir konuyu gündeme getirdi, ‘Menopoz Rehberi’ adını verdiği bir kitap hazırladı. Melis kadınların sesi oldu; ‘Kendini Yeniden Keşfetme Ve Güçlenme Yolculuğu’muzu böylece başlatmış oldu. Melis Alphan ile Doğan Kitap’tan çıkan ‘Menopoz Rehberi’ üzerine konuştuk. ‘Menopozla yaşlanıyorum’ korkularıyla birlikte psikolojik bir savaşın içinde kendini bulan bütün kadınlar bu kitabı okumalı. Erkekler mi? Onlar kesinlikle okumalı!

Melis, menopoz ile ilgili böyle bir kitap, kapsamlı bir rehber hazırlama ihtiyacını neden hissettin ve bu kitap fikri nasıl ortaya çıktı?

Menopoza bir günde girdim. Rahim ve yumurtalıklarım alındığında, vücudum hormonal olarak ani bir boşluğa düştü. Ateş basmaları, uykusuzluk... Her şey bir anda başladı. Ve o gün fark ettim ki bu sürece dair neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Yalnız olmadığımı da çok kısa sürede anladım çünkü etrafımdaki kadınlar da aynı şekilde ya bilgisiz ya da eksik bilgilendirilmişti. Ben de refleks olarak araştırmaya, okumaya başladım. Türkçe kaynak bulamadım. Hep yabancı kaynaklardan bilgilendim. O sırada sosyal medyada Menopoz Seyir Defteri hesabını açtım, kendi deneyimimi ve öğrendiklerimi paylaşmaya başladım. Orada yazdıklarımın nasıl bir karşılık bulduğunu, ne kadar çok kadının bu konuda yalnız hissettiğini görünce, konu kişisel olmaktan çıktı. O sıralar Doğan Kitap editörleri Hülya Balcı ile Sema Çubukçu benden menopozla ilgili bir kitap istediler. Menopoz hormon sağlığından kemik yoğunluğuna, beyin kimyasından ruhsal dengeye kadar pek çok sistemi ilgilendiren bir süreç. Ben de her başlıkta uzmanlarla konuşarak, bilimsel bilgiyi sade bir dille sunan, her kadının elinin altında olması gereken bir kaynak oluşturdum. Menopozu tabu olmaktan çıkarmak, korkuyu azaltmak, yalnızlığı kırmak ve kadınlara güç vermek için.

“Menopozun eksilmekle ilgisi yok”

Menopoza girmek ne demek ve biz kadınlar için neden yaşlılığın başlangıcı gibi görülüyor?

Menopoz, yumurtalıkların östrojen ve progesteron üretimini durdurduğu, âdet döngüsünün kalıcı olarak sona erdiği bir biyolojik süreç. Aslında, kadın bedeni bir evreden başka bir evreye geçiyor. Bu ne çöküş ne de son. Ama toplumsal bakış açısı bunu böyle görmüyor. Çünkü kadınlık doğurganlıkla tanımlanıyor. “Kadın gençse değerlidir, doğurabiliyorsa aktiftir” gibi geri kalmış bir anlayış ne yazık ki hâlâ çok yaygın. Menopozla birlikte doğurganlık sona erdiğinde, sanki kadın da işlevsiz hale gelmiş gibi algılanıyor. Hâlbuki menopoz yaşlılığın değil, başka bir kadınlık halinin başlangıcı. Belki daha özgür, belki daha köklü, belki daha sade bir evre. Kadınların bedeniyle, istekleriyle, öncelikleriyle yeniden tanıştığı bir dönem. Bu sürecin yaşlılıkla özdeşleştirilmesi tamamen dışarıdan dayatılmış, kadınları görünmezleştiren bir bakışın yansıması. Biz bu algıyı yıktıkça, kadınların bu dönemde güçlendiğini daha çok göreceğiz. Çünkü menopozun eksilmekle ilgisi yok; menopoz fazlalıklardan kurtulup özünle kalmak demek.

“Kitap, özünde bir dayanışma çağrısı”

O kadar geniş kapsamlı bir kitap hazırlamışsın ki menopoza dair içinde her şey var; kitabı hazırlık sürecin ne kadar sürdü, nasıl bir araştırma içine girdin?

Kitabın ilk taslağını aslında bir ay gibi kısa bir sürede yazdım. Ama itiraf etmeliyim ki ben biraz obsesif biriyim. Bir konuya kafamı takınca gece gündüz ona odaklanıyorum. Bu da öyle bir süreç oldu. Yazmaya başladıktan sonra kendimi tamamen bu dünyaya kaptırdım. Okudum, araştırdım, uzmanlarla konuştum, notlar aldım, sonra dönüp tekrar yazdım. Gelgitlerle, eklemelerle, düzeltmelerle toplamda iki, iki buçuk ay sürdü diyebilirim. Araştırma kısmı çok derindi. Çünkü menopoz beyin sağlığından beslenmeye, egzersizden cinselliğe vücudu bütüncül olarak etkileyen bir süreç. Her başlığın arkasında derin bir bilgi ağı var. Menopozun evrelerini ve hormon tedavisini menopoz konusunda uzmanlaşmış hekimlerle birebir görüştüm: Op. Dr. Ebru Alper, Prof. Dr. Tamer Erel ve Op. Dr. Egemen Koyuncu. Menopozda Beyin başlığını Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede, beslenmeyi Yeşim Temel Özcan, cinselliği Op. Dr. Selcen Bahadır ve Prof. Dr. Ege Can Şerefoğlu, tamamlayıcı tıbbı Doç. Dr. Pınar Yalçın Bahat, egzersizi Doç. Dr. Ebru Zülfikaroğlu, psikoloji başlığını ise Dr. Selin Erel ile konuşarak yazdım. Bilimsel makaleler okudum, uluslararası rehberleri ve görüş belgelerini inceledim ve kitapta da bazılarına yer verdim. Ama sanırım en önemli motivasyonum, kadınları bilgiyle güçlendirmenin yanı sıra, bu süreçte onlara yoldaşlık etmekti. Kitap ne kadar kapsamlı olursa olsun, özünde bir dayanışma çağrısı.

“Bunca yıl sahnede hormonlar varmış”

Derinlemesine indiğinde menopoza dair seni neler şaşırttı, tedirgin etti ve teselli etti?

En çok beni şaşırtan şey, hormonların bedenimizde ne çok şeyi yönettiğini fark etmek oldu. Ruh halimden uykuma, sindirim sistemimden beynime kadar... Bunca yıl meğer sahnede ben değil, hormonlar varmış. Ve onlar bir anda sahneden çekilince, içimdeki boşluk duygusu çok gerçekti. Tedirgin eden şey ise yalnızlıktı. Bu sürece dair ne kadar az şey bildiğimizi, ne kadar yalnız bırakıldığımızı, hatta tıp dünyasında bile........

© Gazete Pencere