menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Diyanetin suç işleme özgürlüğü mü var?

12 1
19.08.2025

Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları, dini, cemaat ve tarikatların kontrolüne bırakmak yerine, din hizmetlerini merkezî bir devlet kurumuna emanet etmek yönünde doğru bir tercih yaptılar.

Amaç hem laikliği korumak hem de dinî hizmetleri düzen altında tutmaktı. Böylece din, devletin gözetiminde ama siyasetten ayrı tutulmuş olacaktı.

Yürürlükte olan Anayasamız da “Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinir” der.

Ama gerçekte durum farklı. Özellikle son 20 yılda atılan adımlar, verilen hutbeler, yayımlanan fetvalar, bu tarifin giderek kâğıt üzerinde kaldığını ve Diyanetin, zamanla Cumhuriyet, Atatürk ve devrimlerle sorunu olan siyasal islamcı iktidarın gündemine paralel bir söylem hattına kaydığını gösterdi.

Zaman zaman grev kırıcılığına, kadın haklarına yönelik gerici söylemlere ya da laiklik ilkesini zedeleyen uygulamalara tevessül eden Diyanet, siyasal islamcı iktidarın alet kutusunda yarayışlı bir aparata dönüştü.

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında camilerden gece yarısı sala okunması, belki olağanüstü bir dönemin tepkisiydi. Ancak sonraki yıllarda bu olayın yıldönümlerinin her hutbesinde, bir siyasi miting diliyle işlenmesi, “milletin lider etrafında kenetlenmesi” gibi ifadelerle süslenmesi,........

© Gazete Pencere