menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Nefes’in şeffaflık yükümlülüğü

18 0
30.06.2025

CHP kurultayını iptal davası, muhalif medyadaki saflaşmaların belirginleşmesine yol açtı. İmamoğlu, Özel ya da Kılıçdaroğlu’nun sözcüsü gibi konuşan mı ararsınız, hakaretler yağdıran mı? Hepsi mevcut. Haberler ile kanaatler, yargılar, beklentiler birbirine karışıyor.

Böyle yanlışlıklarla dolu ortamda baştan beri Ekrem İmamoğlu yanlısı çizgi izleyen Nefes gazetesinin birdenbire “Ekrem başkan önemli ama partinin tek gündem maddesi bu olmamalı” manşetiyle çıkması okurları olduğu kadar saflaşmış gazetecileri de şaşırttı, tepkiler yükseldi.

Aslında Nefes’in manşeti, Kılıçdaroğlu yanlısı gözükse de hemen altındaki “CHP’de gerilim var: Cumhur ellerini ovuşturuyor” haberi Kılıçdaroğlu’nu hedef alıyor; onun tavrının “AKP’nin ekmeğine yağ sürebileceği” belirtiliyordu. Yine manşetin altında yer alan Nefes’in Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’ın yazısı da doğrudan Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştiri içeriyordu.

Nefes, bu haliyle Genel Başkan Özgür Özel ve CHP Genel Merkezi’nin yanında yer alıyor ama İmamoğlu’ndan uzaklaşıyordu. Fakat gazete bu manevrayı yaparken yayımladığı manşet, bir haber değil, kanaat aktarılan bir köşe yazısıydı. “CHP’nin içinden ve tabanından parti yönetimine çağrı var” üst başlığının öznesi yoktu. Kimin bu çağrıyı yaptığı belli değildi.

Nitekim gazetenin yazarı Nevşin Mengü de YouTube yayınında manşete bu gerekçeyle karşı çıktı. “Hangi seçmen hangi taban belli değil. Ben bunu söyleyen bir seçmen tabanı görmedim” dedi ve gazetenin okuruna ve CHP seçmenine açıklama borçlu olduğunu söyledi. Deniz Zeyrek de Mengü’nün bu eleştirisine “Ben de bu başlığı tasvip etmiyorum. Ankara temsilcisi olarak söylüyorum. Gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum. Zira ben Özgür Özel'in elinden geleni yaptığını düşünüyorum” sözleriyle katıldı.

Yazarları bile açıklama beklerken Nefes, ertesi gün yeni bir manevrayla Deniz Zeyrek’in Özgür Özel ile yaptığı söyleşiyi manşete çıkardı. Hem de Özel, “Mücadelemiz sadece hapistekiler için değil, aynı zamanda bir ekmek mücadelesidir” diyerek Nefes’in bir gün önceki manşetini yanıtladı. Üstü örtülü bir “düzeltme” yapılmış oldu böylece.

Nefes’in Yazı İşleri, daha önce “Zeytinlikleri söktüler yerine beton diktiler” manşeti konusunda da şeffaf davranmamıştı. Hatay Dikmece’ye muhabir ve foto muhabiri gönderip yaptırdıkları haberi 28 Nisan’da taşra baskısında manşete çıkarmışlar, sonra şehir baskılarında tamamen silip atmışlardı. “Bir manşetin uçurulma öyküsü” yazımda ancak haberden çıkarı zedelenen birilerinin müdahalesiyle olabilecek bu olay hakkında Nefes’in açıklama yapması gerektiğini vurgulamıştım. Nefes, açıklama çağrılarıma yanıt bile vermemişti…

Nefes, şimdi de kanaat içeren ve öznesi belirsiz “Ekrem başkan önemli ama partinin tek gündem maddesi bu olmamalı” manşeti hakkında da okurlarına açıklama yapmayarak şeffaf davranmıyor. Siyasi manevraları bilemem ama böyle “manşet” yayımlamak ve sonra da başını kuma gömüp yokmuş gibi yapmak okurlarıyla güven ilişkisini zedeler.

Gazetecilikte şeffaflık keyfiyete bağlı değildir, yükümlülüktür.

Eleştirel gazeteciliğe saldırılar

Bir gazetecinin tutuklanmasına sevinen, alkış tutan hatta tutuklanan meslektaşının suçluluğunu kanıtlamak........

© Gazete Pencere