menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

13 0
23.06.2025

Melih Aşık, Milliyet’in kuruluş yıldönümü vesilesiyle kaleme aldığı “Milliyet meşalesi” yazısında Mete Akyol’un kendisine anlattığı Abdi İpekçi anısını aktardı:

“Her hekimin, mesleğinin A harfi olarak öğrendiği ‘Primium non nocere’ (Önce zarar verme) kuralını Abdi İpekçi, gazetecilik mesleğinin temeline yerleştirmiştir. İkinci olarak da ondan, gazeteciliğin bu kuralını öğrendim: ‘Kendi üzerine toz kondurmayacaksın.”

Melih Aşık’ın özetle alıntıladığım bu anıdan söz etmesinin nedeni, Milliyet’in efsane genel yayın yönetmeni Abdi İpekçi’nin, “Türkiye’de gazeteciliğin kurumsallaşması” ve 1960’ta hazırlanan Basın Ahlak Yasası’na” katkısını somutlaştırmaktı.

Basın Ahlak Yasası, Türkiye’de gazetecilik birikimini yansıtan ve “ilkeli gazetecilik” doğrultusunda atılan ilk adımdı. Bu adımla “Basın Şeref Divanı” kurulmuş, o etkili olamayınca bu kez 1972’de yasa “Gazetecilerin Basın Ahlak Kuralları”na dönüşmüştü. Ve sonra Umur Talu öncülüğünde ve geniş katılımla “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” hazırlanıp; 2000 yılında da binlerce basılarak uygulamaya sokulmuştu.

Bildirge, o dönem hem ülkemiz gazeteciliğinin hem de evrensel gazeteciliğin etik birikimini yansıtıyordu; hemen her alanda ayrıntılı etik ilkeler belirlenmişti. Adı bildirge olsa da bence Türkiye gazeteciliğinin ANAYASASI idi bu metin.

Halen de öyle ama gazetecilik dinamik bir meslek. Zaman içinde güncellenmesi zorunluluğu doğdu; 2019 yılında benim de içinde olduğum Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu olarak bildirgeyi güncelledik.

Fakat aradan geçen yıllar özellikle dijital mecralarda yeni etik sorunlara neden oldu; kimi boşluklar doğdu. O nedenle komisyon olarak bir kez daha bildirge üzerinde çalıştık. Bildirgenin yeniden yapılandırılmasında Yasemin İnceoğlu ve ben ağırlıklı sorumluluk üstlendik. Etik ilkelerin günümüz medya ortamlarına uyarlanması için komisyon üyeleri Sibel Güneş, Belma Akçura, Ümit Aslanbay ve Tuğrul Eryılmaz ile de her aşamada yoğun işbirliği yürüttük. Nihayetinde bildirge tümüyle yenilendi desem yeridir. Dili de yenilendi, örneğin “basın”ın yerini “medya”nın alması gibi değişiklikler yaptık.

Dijitalleşmenin getirdiği etik sorunlara “Adil dijital ortam”, “Sosyal Medya”, “Dijital medya” “Unutulma hakkı” ve “Yapay zeka” gibi başlıklar altında yeni çözümler getirildi. “Medya sahipliği ve finansmanında şeffaflık”, “Dijital mecralarda telif hakkı” ve “gazeteci olmayanların ilkeler karşısındaki konumları” gibi bence önemli ve güncel yeni açılımlar da yer aldı bildirgede.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Genel Kurul’da tüm üyelerin onayladığı bildirgenin yenilenmiş halini üç gün önce açıkladı, web sayfasına da koydu. Şimdi sıra meslektaşlarımızın bildirgeye gereken önemi vermesi ve içselleştirmesinde.

Abdi İpekçi’nin dediği gibi “Kendi üzerimize toz kondurmamak” için bildirgeyi temel başvuru kaynağı yapmalıyız. İlkeli gazetecilik kendimizi iyileştirmenin tek yoludur.

Ahmet Hakan fena yanılmış

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın, “Sakallı cübbeli MOSSAD ajanları” yazısını, polisin başını eğerek yürüttüğü sakallı bir adam ile türbanlı bir kadının gözaltı fotoğrafları süslüyordu.

Ahmet Hakan, fotoğrafların altına “Bizim MİT, MOSSAD’a çalıştıkları saptanan bazı tiplere operasyon........

© Gazete Pencere