Tüketici artık eskiye razı olmak zorunda mı?
Türkiye’de otomobil sahibi olmak artık bir ihtiyaçtan öte, bir dayanıklılık hikayesi haline geldi. Tüketici araç almak istiyor ama ekonomik gerçekler onun önüne dev bir duvar örüyor. O yüzden bu soruyu artık yüksek sesle sormak gerekiyor: Tüketici gerçekten eskiye razı olmak zorunda mı?
2025’in ilk üç ayı geride kaldı. Otomobil pazarında ‘ikinci el’ cephesi ise beklentilerin altında bir performansla yıla giriş yaptı. Rakamlar net: satışlar azalıyor, araçlar yaşlanıyor, pazar yorgun. Mart ayında toplamda 555.093 adet ikinci el otomobil el değiştirdi. Bu geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4,38’lik bir daralma anlamına geliyor. Aslında şubat ayına kadar üst üste 7 ay büyüyen 2.el pazarı son 2 aydır yeniden düşüşe geçti. Yılın ilk çeyreği genelinde de benzer bir tablo var. Ocak-Mart toplamında pazar, geçen yıla göre yüzde 3,40 küçüldü.
Dikkat çekici olan sadece adetlerdeki düşüş değil. Türkiye ikinci el otomobil pazarında araçların yaş ortalaması hızla yukarı çıkıyor. 10 yaş ve üzeri araçlar, pazarda yüzde 57 paya ulaşmış durumda. Daha da çarpıcısı; satılan her 5 otomobilden yalnızca 1’i, 0-4 yaş aralığında. Geri kalanı “yaşlı.” EBS Danışmanlık’ın tablosu bize şunu söylüyor: Tüketici yeniye ulaşamıyor. Ya da daha doğru bir ifadeyle, yeni artık çok pahalı. Sıfır otomobil fiyatlarındaki astronomik artışlar, krediye erişimdeki zorluklar, yüksek faiz oranları ve genel ekonomik belirsizlik; tüketiciyi eskiye razı olmaya zorluyor. Bir başka ifadeyle, Türkiye’de otomobil artık sadece ulaşım değil, aynı zamanda dayanıklılık mücadelesi.
GENÇLEŞMEDEN BÜYÜYEMEZ
2.el şirketleri, galericiler ve al-satçı diye........
© Gazete Pencere
