menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomik gidişat düzelir mi?-II

14 16
02.07.2025

?
İki yazı olarak tasarladığım bu serinin ilk yazısı şu cümle ile sonlanmakta idi, hatırlayalım: “Gelecek yazıda, böylesi verimsiz sanayi yapısı temelinde yükselen ekonomik sorunlara, ekonominin genel planlanması yerine Orta Vadeli Program (OVP) gibi afaki yöntemlerle çare üretilemeyeceği üzerinde tartışmalarımızı sürdürelim” sözcüğü ile bitirmiştim. Tarih geçmiş olaylarla ilgilidir, fakat bazı olaylar da çok yakın tarihle ilgilidir. Geçmişe ait tarih bugünün zeminini hazırladığı gibi, çok yakın tarih de geçmişin olumsuzluklarını sürdürmeyi dayatır. Bugün bu konuyu ana hatları ile açıp, düşünen dostlarımızı, zamana uyma modasından vaz geçip, tüm utangaçlıklarından arınıp, düşünmeye davet ediyorum.

Pekâlâ, hemen ilk cümleyi söyleyeyim: Temel yaklaşım olarak, Türkiye ekonomisinin çözüm konusu Orta Vadeli program limanına değil, ekonomik planlama-programlama modeli limanına bağlanmasını gerekli kılar. Sebep çok açıktır. Şöyle ki, Türkiye ekonomisinin sorunu üst yapı sorunu değil, alt-yapı, yani üretim ilişkisi, verimlilik ve sektörel planlama sorunudur.

Sorun bu şekilde ortaya koyulunca, yaşanan enflasyonun ana sebebinin üretim ilişkisindeki verimsizlik olduğu anlaşılır. Hal bu ise, iç talebin kısılması halkımızı yoksulluğa sürüklemekle birlikte hiçbir şekilde enflasyona kalıcı çözüm üretemez. Belki bir süre fiyat artış hızında yavaşlama olabilir, fakat baskı kalktığı anda fiyatlar derhal tekrar yükselmeye başlar.

O zaman, yapılması gereken üretim alt-yapısını yaygınlaştırmak, verimliliği yükseltici önlemleri almak ve dünya koşullarında seçici sektörel planlama modeline gitmek olmalıdır. Türkiye’nin bu modele uygun harika bir alt-yapısı da vardır. Bunlardan biri, 1961 Anayasası doğrultusunda kurulmuş olan Devlet Planlama Teşkilatı ve aynı çizgide girişilen beşer yıllık reel planlama modeli deneyimidir. IMF dayatmalarıyla can çekiştirilen bu model Türkiye’nin bugün şiddetle ihtiyacını duyduğu modeldir. İkincisi ise, Türkiye İşçi Partisi’nin hazırlamış olduğu “Demokratikleşme İçin Plan-1978-1982” modelidir.

Şimdi hemen böylesi planlama döneminin bittiği gibi itirazlarını işitir gibiyim. Bu dostlara yanıtım şu olmaktadır. Bizim gibi ekonomilere kimler önceleri “kalkınmamış ya da geri kalmış ekonomiler” sıfatını verdi de, bir aşama sonra “kalkınmakta olan ekonomiler” sıfatını layık gördü, son........

© Gazete Manifesto