KILAVUZ DEYİP GEÇMEYİN!
İzcilik veya amiyane tabirle rehberlik/kılavuzluk, insanoğlunun tarihiyle yaşıt bir meslek dalıdır dense mübalağa olmasa gerek... Eskiden olduğu gibi, günümüzde de; hala bu meslek dalına ciddi anlamda ihtiyaç duyulduğu bir gerçek... Yabancı memlekette bulunan bir insan, rehber, kılavuz olmadan ; doğru dürüst bir yere gidemeyeceğini hepimiz biliyoruz.
Kılavuz veya rehber, hangi yolun daha kestirme ve uygun olduğunu, başka diyardan gelenlerden daha iyi bilirler. Modern dünyada bu iş, akademik ortamlarda bir bölüm/dal haline gelmiş olsa da; her zaman ve her yerde hala rehbere, kılavuza ihtiyaç duyulmaktadır. Kara yollarında çalışanlar, kılavuzluk bilgisinin ne kadar önem arz ettiğini çok daha iyi bilirler. Özellikle mühendislik alanı olan bu dalın, bazen hiç mektep okumamış insanların; en ince detayına kadar bildiklerine şahit olmaktayız. Bu tamamıyle, yılların birikimi olan tecrübeyle alakalı bir durumdur...
Mesela gezi amaçlı olarak yabancı ülkelerden, başka bir ülkeye gidenlerin; o şehri, bölgeyi çok iyi bilen birinin rehberliğinde; görmek istedikleri tarihi ve önemli mekanları gidip dolaşırlar. Tabir caizse kılavuz yoksa, gezip görmek, bilgi sahibi olmak da yok...
Bu kısa girizgahtan sonra, konumuzla alakalı ve bağlantılı olarak; yakın tarihimizde, farklı rivayetlerle gelen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Vaktinde, Ödemiş'te yol yapımı için uğraşan mühendisler Kel Dağda öyle bir yere gelmişler ki tıkanmışlar, yolu nereden devam ettirecekleri konusunda kararsız kalmışlar. Oralarda keçi otlatan........
© Gazete İpekyol
