HER DİRİLİŞ BİR DİRENİŞE MUHTAÇTIR!
İnsanlık tarihi boyunca, güç ve iktidarı ellerinde bulunduran zalimler; kendilerine yakın olanlardan başka hiç kimseye hayat hakkı tanımamışlar. Tanımamışlar ne demek, hatta onları insan sınıfına dahil bile etmemişler.
Nemrud isimli despotun egemen olduğu dönemde, kanun ve güç zoruyla; insanları dizayn edip kendi bozuk düzenlerine kul köle etmeye zorlamadı mı? İbrahim (a.s) kendisine karşı mücadele etmeseydi, Zalim Nemrud'un saltanatı belki de daha asırlarca sürüp gidecekti. Firavun hakeza. Musa (a.s) ona karşı kıyam etmeseydi, insanlara direniş ruhunu aşılamasaydı; Kafir Firavun, dize gelir miydi? Kısacası, Allah'ı inkâr edenlerin buluştukları ortak noktaları daima şöyle olmuştur: Güçlü olan her zaman haklıdır, istediği her şeyi yapma selahiyetine sahiptir. Hiç kimseye hesap vermek zorunda değildirler vs.
Misallleri çoğaltmak mümkündür. Tarihi süreç içerisinde, insan topluluklarına bakıldığında; gücü ellerinde bulunduranların çoğunun zalim, gaddar, acımasız ve merhametsiz oldukları görülür. Astığı astık, kestiği kestik dayatmalarıyla; idâre ettikleri toplumlar sürüleştirmişlerdir.
Günümüzün yakın tarihinde de benzer, hatta daha şiddetli hadiseler, olaylar ve trajediler yaşanmıştır. Ülkemizden bir misal verecek olursak, sadece şapka gitmedikleri için; yüzlerce, belki de binlerce insanın idam edildiğini biliyoruz. Diğerlerini yazmaya ne hacet?
Zalim ve despot düzenlere karşı seslerini yükseltenler, ya provakatör, ya vatan haini ya da ajan yaftasına maruz kalmışlardır daima. Konuyu fazla uzatmadan, tek bir dirayetli insanın direnişinin; nasıl bir dirilişe yol açtığını, tarihi bir olayla açıklayıp........
© Gazete İpekyol
