DÜRÜST OLMAK GEREK?
İslâm ahkamın hâkim olmadığı lâik, demokratik ve seküler beldelerde; herkes canının istediği gibi gezer, tozar, halt işleyebilir. Günah ve mükeratın önünde hiçbir engel, cezai müeyyide bulunmaz. Zira beşeri kanunlarda, günah, helal ve haram kavramı isminde kavramlar yoktur. Ama Allah'ın emrettiği şekilde İslam'ı yaşamaya ve yaşatmaya çalışanın/çalışanların yolunda yasal olarak bin bir engel ve barikatın olduğu hepimizce bilinmektedir. Ondan dolayı, söz konusu toplum veya beldelerde; dürüslerle sahtekarları ayırt etmek çok zorlaşır. Gerek günlük yaşam da ve siyasette, gerek sosyal ilişkilerde ve ticarette, gerekse komşulukta; heeeksin kendine göre, bir helal haram anlayışı vardır.
Dolayısıyle, lâik seküler olan toplumlar; ikili değil; on ikili oynayan paronayakların, düzenbazların, hırsızların, ipsizlerin, ipini koparanların, arsızların; her yere palazlandıkları bir toplum haline gelir! Helal ve Haramı takmaz, ama tali meseleleri ilimsiz ve mesnetsiz saatlerce tartışır durur.
İslam'ın "i" sini yaşamaz, ama İslam'ın her meselesine burnunu sokar, hakkında konuşup ahkam keser. İslam'ın ahkâmı şahsında, ailesinde bulunmaz, ama herkesin yaşam tarzına dil uzatır, eleştirir durur. İslam davası diye bir derdi kederi yok, ama her cuma kopyala yapıştır cuma mesajlarını toplu olarak göndermeyi ihmal etmez.
Ağzı küfürlü, argolu, jargolu; insanlarla cafelerde teşrik-i mesai yapar, ama doksan dokuz taneli tespihini elinden bırakmaz... Onun bunun hukukuna girer, fitne yayar, ara bozar, başkasının sırtından geçinmeye çalışır; ama dürüstlük, hak hukuk ve cömertlik hak getire...
Hâlbuki yüce Rabbimizin biz kullarından istediği tek bir şey vardır:........
© Gazete İpekyol
