menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

LİBERALİZM

8 5
15.04.2025

Muhterem Kardeşlerim…

Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.

Efendim;

Kâfire de, Müslüman’a da insan dendiği gibi, İslam’ın ekonomi sistemine de arz ve talep esasına göre yürüdüğü için, liberal ekonomi deniyor. Fakat Devletin iktisadi hayata dokunmamasını isteyen Adam Smith’in Liberalizminden ve diğer sistemlerden çok farklıdır.

Uşur, Harac, Cizye, Narh koymak, Beytülmalin diğer gelirlerini toplamak ve sarf etmek, Devletin elinde olduğu için, İslam iktisadı, başıboş bir Liberalizm değildir. İstihsalde özel teşebbüse imkan verir, milli gelirin fertlere taksiminde sosyal adaleti gözetir. İslamiyet, kapital hakimiyetini önlemiş, işçi ile patron arasındaki uçurumu kaldırmak için, işçinin sermayeye ve kâra ortak olmasını sağlamıştır. Herkes parasını, bir işletmeye yatırabilir. Fazla kâr alır. Bundan başka, zenginlerin, fakirlere zekât vermesini emir buyurmuştur. İşte sosyal adaletin temelini bu teşkil eder.

Zekât ile toplanan servet, Beytülmal müessesesini kurmuş, fakirliğin, açlığın önü alınmıştır. Ayrıca patron ile işçi yerine, ortaklık, şirket üyeliği meydana gelmiştir. Herkes seve seve çalışmakta, her emek sahibi, emeğinin karşılığını bulmaktadır.

Hadis-i Şerifte, “İşçiye, alnının teri kurumadan hakkını veriniz” buyurulmaktadır. (İbni Mace)

Zekât, malının kırkta birini, müstahak olana vermek demektir. İslam dininde, eli, ayağı tutup da çalışabilenlerin dilenmesi haramdır. Zekât,........

© Gazete İpekyol