HER İNSAN İNANMA DUYGUSUNA SAHİPTİR
Muhterem Kardeşlerim…
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri, “Her İnsan İnanma Duygusuna sahiptir” konusunda bilgilendirelim istiyoruz.
Efendim;
Hangi milletten olursa olsun, inansın veya inkâr etsin, her insanda inanma duygusu, din hissi vardır.
İslâmiyet’in meydana çıktığı Arabistan yarımadasında, putlara, heykellere tapılıyordu. Fikirler, çok tanrının varlığına saplanmış idi. Din-i İslâm bunun için, şirkin kötülüğü üzerinde çok durmuştur ve bunun için, Müslüman olmak, Kelime-i Tevhid ile başlamıştır. İnsanlar yaratılışta din hissine maliktir, sahiptir. Bunun için, Allaha inanmayan kimse, ruh hastası, psikopat demektir. Böyle kusurlu insanlar, büyük manevi bir destekten mahrum olup, pek acınacak bir hâldedirler.
Avrupa fikir adamlarından birinin; “Dindarlık büyük bir saadettir. Fakat ben bu saadete kavuşamadım” dediği gibi, bizdeki dinde reformculardan Tevfik Fikret de, Târîh-i Kadîm adını verdiği manzum bir eserinde, Müslümanlık ile ve iman sahibi olmakla alay ettiği hâlde, şairlik ruhundan fışkıran ve önü alınamayan şu şiirinde imanlı olmak ihtiyacını da bildirmiştir:
- Bu yalnızlık, bu bir gurbet ki, benzer gurbet-i kabre,
İnanmak! İşte âğûş-i rûhânî, o gurbette.
İman, ibadetler ve amellerde, Allahü Teâlâ, kullarından gücü yetmediği şeyleri istememiştir. Bunun için, Müslüman iken deli olan, gafil olan, uyuyan, ölen kimse, bu halinde tasdik etmekte değil ise de, Müslümanlıkları devam etmektedir.
Müslüman olmak için, nefsin de iman etmesi lazım değildir. Nefsinden kalbine küfre sebep olan şeyler gelen kimse, bunları söylemese, imanının kuvvetine alamet........
© Gazete İpekyol
