Nisan ayının bu özel günlerinde, sokaklarda dalgalanan bayraklar, okulların coşkusu ve çocuk sesleri arasında, Türkiye'nin en anlamlı bayramlarından birini yaşıyoruz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, hem milli egemenliğimizin temellerinin atıldığı, hem de dünya çocuklarına armağan edilmiş eşsiz bir gün olarak, 105 yıldır aynı heyecanla kutlanıyor.

Yeğenlerim Alperen ve Asel Zümra'nın heyecanını görmek, bana bir zamanlar yaşadığım o saf çocukluk coşkusunu hatırlatıyor. Yedi yaşındaki Alperen, birinci sınıfta öğrendiği şiirleri ezberleme telaşıyla, her akşam evde prova yapıyor. Dört yaşındaki Asel Zümra ise, anaokulunda öğrendiği figürlerini salonda tekrar ediyor. Günlerdir devam eden hazırlık sürecinde, onların gözlerindeki parıltıyı görmek, belki de 23 Nisan'ın en güzel yansıması.

"Yarın ne giyeceğim?" endişesiyle dolap başında saatlerini geçiren Alperen, okul müsameresinde okuyacağı şiiri, oynayacağı oyunu defalarca tekrarlıyor. Asel Zümra ise kırmızı tişörtü ve beyaz pantolonu ile sürekli aynada kendini izliyor. Çocuklar günlerdir 23 Nisan'a hazırlanıyorlar, prova alıyorlar ve oynayacakları oyunlarla bu önemli günü tamamlayacaklar. Bu masum heyecan, sadece benim evimde değil, Türkiye'nin dört bir yanındaki evlerde aynı şekilde yaşanıyor.

23 Nisan 1920, Türk tarihinin dönüm noktalarından biridir. O gün, Ankara'da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin........

© Gazete İlk Sayfa