menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AVRUPA’DA İLKTİ AMA KAZANDI

8 0
04.10.2025

İLK Avrupa deneyinde oynadığı oyun ve ortaya koyduğu mücadele ile herkesi memnun etti Samsunspor…

Kolay olmadı elbette ama inanmışlar topluluğu maçın tamamında ayakta kalınca, kırmızı beyazlılara hiç şans tanımayan sonuç falcıları bir kez daha hüsrana uğradı.

Geçiş oyununun en etkili silahlarından biri olan Emre Kılınç sakat, Ndiaye Konferans Ligi kadrosuna UEFA engeli nedeniyle kadro dışındaydı.

Daha maçın başında gelecek golün işaretini verdi Samsunspor…

Sonrasında da bir Avrupa dış saha maçı için erken bir gol buldu.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Kolay olmadı elbette ama inanmışlar topluluğu maçın tamamında ayakta kalınca, kırmızı beyazlılara hiç şans tanımayan sonuç falcıları bir kez daha hüsrana uğradı.

Geçiş oyununun en etkili silahlarından biri olan Emre Kılınç sakat, Ndiaye Konferans Ligi kadrosuna UEFA engeli nedeniyle kadro dışındaydı.

Daha maçın başında gelecek golün işaretini verdi Samsunspor…

Sonrasında da bir Avrupa dış saha maçı için erken bir gol buldu.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Geçiş oyununun en etkili silahlarından biri olan Emre Kılınç sakat, Ndiaye Konferans Ligi kadrosuna UEFA engeli nedeniyle kadro dışındaydı.

Daha maçın başında gelecek golün işaretini verdi Samsunspor…

Sonrasında da bir Avrupa dış saha maçı için erken bir gol buldu.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Daha maçın başında gelecek golün işaretini verdi Samsunspor…

Sonrasında da bir Avrupa dış saha maçı için erken bir gol buldu.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Sonrasında da bir Avrupa dış saha maçı için erken bir gol buldu.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Telaşa kapılmadan oynadılar.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa deneyiminde ortaya koyduğu mücadeleli futbol anlayışı ile taraftarlarını mutlu etmeyi başardı.

Darısı diğer maçlara artık.

Maçın her dakikasında adam ve alan markajını ısrarla oynamanın gereğini ezberlemiş olan bir takım ve oyuncuları olarak sahada dimdik kaldılar.

Avrupa’da ilk deneyimi Samsunspor’un…

Bir Balkan Kupası macerası var ama aynı şey değil.

Hele hele böyle bir deneyimin başlangıcında ilk maçı deplasmanda oynuyor olmak hiç kolay değil.

Bu dezavantajları hiç yadırgamadı Samsunspor…

Aslanlar gibi mücadele edip karşılığını aldı.

Tabii bu karşılığı getiren önemli etkenler ve isimler var.

Başta neredeyse tüm maçlarda bir istikrara abidesi gibi olan bir defans hattı var.

Drongelen ve Satka rakipleri ile doksan dakika boğuştu.

Kaptan Zeki Yavru bir moral ve istikrar abidesi.

Sol bek Tomasson, gücün ve inadın temsilcisiydi.

Holse, sahanın her yerindeydi.

Ofansa katkı verdi.

Yeri geldi defansa güç verdi.

Ntcham kendisinden beklenen oyun kurucu görevini kapasitesi ölçüsünde yerine getirmeye çalışıyor.

Polonya’da da gayretli ve istekliydi arkadaşları gibi.

Aksayanlar yok mu?

Elbette var ama onlara gelmeden galibiyette ve rakip takımı ürkütmekte en mahir adama ayrı bir parantez açmak lazım.

Anthony Musaba bence gecenin parlayan yıldızıydı.

Yaptığı driplingler…

Adam geçişleri…

Rakip kaleye direkt gidişlerle galibiyette önemli bir rol oynadı.

Attığı gol ile de bunun mükafatını aldı.

Deplasman bu kategoride maçlarda topu rakip sahada tutabilmek çok önemli.

Bunu yapamadığınızda ileri uçtaki oyunculara gönderdiğiniz her top otamatikman sizin sahanıza geri dönüyor.

Marius Mouandilmadji ve Tanguy Coulibaly bu anlamda çok eksiktiler.

Marius arkası dönük oynamayı beceremediği, Coulibaly de çabuk ama dağınık olduğu için ayaklarındaki çoğu topu rakiplerine teslim ettiler.

Bu eksikliklerini de, çok koşarak, rakibi meşgul ederek tolere etmeye çalıştılar.

Samsunspor yeni bir kadro oluşumu içinde ve biraz zamana ihtiyacı var.

Yine de ilk Avrupa........

© Gazete Gerçek