menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ZEKA, KÜLTÜR ve YAŞAM

5 0
24.04.2025

Bizden önceki dönemlere oranla bilgiye ulaşım bir hayli kolaylaştı. İnterneti de dahil edersek (derinliğine olmasa da) bilgi birikimi insanlığın daha önce sahip olmadığı dev bir havuz halini aldı. Bunca bilgi dağarcığına rağmen dünyanın içine düştüğü kaos şaşırtıcı. Bunun birçok sebebi olabilir. Ama en önemli sebeplerden biri tüm bu birikime rağmen tercih edilen yaşam biçiminin “Eller havaya, eğleniyor muyuz anam!” tarzı olması. Daha doğrusu tercih ettirilen demeliydik. Her anını tepişerek, mutluluk nağraları atarak geçirmiyorsan adam değilsin, diyen bir sistem her şeyin eğlence olduğunu bize bir güzel belletiyor. Bir başka neden, (bence en önemlisi) bunca bilgi birikimi içinde edindiklerimizi kullanmıyor, üst üste yığıp beynimizi çöplüğe çeviriyor oluşumuz. Fazla bilgi sahibi olmanın o kadar da önemli olmadığını Webster Sözlüğü’nden bir tanım vererek ispatlayalım. Özellikle İngilizcesinden (pek tabi çevirerek) verelim ki bizler bilgileri çeyiz yığar gibi yığarken elin oğlu neye önem veriyor görelim: “ Anlama yetisi, bilme ve kavrama kapasitesi. Kişilerin çeşitli testler ve diğer sosyal kriterler ile ölçülebilen, var olan durumları yeni durumlar ile karşılaştırdıklarında ve yeni sorunları çözerken kullanma, öğrenme, sorunları önceden görme, sembolleri ve ilişkileri kullanma, yeni bağlantılar kurma ve soyut düşünme yeteneği; kişinin çevresini algılama, onunla sembolik düzeyde ve etkili bir şekilde ilişkiye geçme, çevresine uyma, bir amaca doğru ilerleme yeteneği. Kişinin uyanıklık ve farkındalık derecesi; ister bileşik bir entelektüel etken ile isterse içgüdüsel, analitik, oluşumsal, fizyolojik, psikolojik veyahut kaynak ya da doğası gereği sosyal olarak pek çok entelektüel etkenlerin ya da yeteneklerin toplamı olsun akıl........

© Gazete Gerçek