50. yılında BM Kadın Konferanslarına bir bakış
Toplumsal cinsiyet meselesini sıklıkla ulusal politikalar çerçevesinde ve hükümetlerin toplumsal cinsiyet eşitliği, cinsiyete dayalı işbölümü, kadın istihdamı gibi politikalara yaklaşımı üzerinden değerlendirsek de son elli yıldır toplumsal cinsiyet meselesini uluslararası sistemin gündemine taşımaya yönelik girişimler yoğunlaşarak devam ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) 1975 yılını Uluslararası Kadın Yılı ilan etti ve bu nedenle 8 Mart 1975, tüm diğer uluslararası kadın günü kutlamalarından farklı bir karakter kazandı. BM aynı zamanda 1975-1985 on yılını BM Kadın On Yılı (UN Decade for Women) olarak ilan etti ve bu süreçte toplam dört uluslararası kadın konferansı yapıldı. Bu konferanslar, toplumsal cinsiyet sorunlarının görünürlüğünü artırmak ve tartışmaları uluslararası siyasetin gündemine taşımak açısından önemli rol oynadı. Konferanslar BM üyesi ülkelerin temsilcilerini bir araya getirmenin yanı sıra devlet temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları arasında iletişimi sağladı. Bundan tam 50 yıl sonra uluslararası siyasetin ve uluslararası örgütlerin toplumsal cinsiyet eşitliği yönünde ne kadar etkin olduğunu görebilmek için geriye dönüp kat edilen yola bir kere daha bakmak gerekiyor.
Konferanslar ister istemez içinde bulundukları tarihsel bağlamın politik ve ekonomik koşullarından doğrudan etkilendi. Mexico City’de yapılan ilk konferansta Soğuk Savaş dinamiklerini yansıtacak şekilde doğu ve batı blokunun yanı sıra üçüncü dünyayı temsil eden üç temel grup bulunmaktaydı. Batı bloku özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği ve yasal hakları vurgularken gelişmekte olan ülkelerden gelen tartışmalar kalkınmaya odaklandı ve kadınları içeren kalkınma programlarına daha fazla kaynak ayrılmasını talep etti. Buna karşılık Doğu Bloku sosyalizm altında toplumsal cinsiyet eşitliğinin görece sağlandığına dikkat çekerek kadınların barış ve silahsızlanma konularında daha aktif rol oynaması gerektiğinin altını çizdi. Bu konferans ilk konferans olması nedeniyle gündemdeki eğilimlerin belirlemesi açısından bir başlangıç noktası oldu. Konferans eşitlik, kalkınma ve barış konularına vurgu yapan Meksika Deklarasyonu ile sonuçlandı.
Kopenhag Konferansı’na etki eden olaylar içinde en önemlisi 1979’da gerçekleşen İran İslam devrimi oldu. İran rejimi, anti-emperyalist bir devrim vurgusu yaparak kadınlara yönelik kapanma, cinsiyetler ayrımına dayalı düzenlemeler ve diğer şeri kuralların kadınlara Batı kültürü etkisi altında kaybettikleri itibarı geri verdiğini savundu. Soğuk Savaşın devam ettiği bu dönemde gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki politik ve ekonomik çatışmalar konferansa da yansıdı. Filistinli kadınlar, mülteciler ve Afrika’daki ırkçı apartheid rejimi konferans gündemine dahil edildi. Konferansın en önemli çıktısı uluslararası ölçekte toplumsal cinsiyet ayrımcılığıyla mücadelede en kapsamlı metin olan Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) imzalanması oldu. Ancak genel olarak konferans gündemi ulusal politik çatışmaların öne çıkması nedeniyle toplumsal cinsiyet tartışmalarından uzaklaştı.
Nairobi........
© Gazete Duvar
