menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İki müzakere sürecinin hikayesi: Ukrayna barışı ve nükleer görüşmeler

13 0
28.04.2025

Bitmeyen hikayelerin, bitmeyen müzakerelerin haftasındaydık yine. Bir tarafta Rusya-Ukrayna savaşı nereye gidiyor sorusunun gölgesinde ABD Ortadoğu temsilcisi Witkoff Moskova’da Putin ile üç saati aşan bir görüşme gerçekleştirdi. Trump’ın “bir anlaşmaya çok yakınız” iddiasından, Londra’da düzenlenecek Ukrayna zirvesine katılacak ABD heyetinin toplantı başlamadan Londra’yı terk etme kararından ve Vance’in Hindistan yolunda eğer taraflar barış istemiyorsa ABD bu barış sürecinde kolaylaştırıcı olmayacak çıkışından sonra gerçekleşti bu görüşme.

Aslında geçtiğimiz hafta sonundan itibaren ABD yetkililerinin tarafları bir araya gelip anlaşmalarını sağlamak için itip kakmalarına şahit olduk. Trump, birkaç gün önce Time dergisine verdiği bir röportajda, Zelensky’nin Kırım’ın Rus toprağı olduğunu kabul etmesi gerektiği mealinde açıklamalarda bulunmuştu. Zelensky ise ABD basınına konuşmuş ve Ukrayna’nın toprak kaybının kabul edilmez olduğunu söylemişti. Trump’ın Zelensky’den hiç haz etmediğini de biliyoruz, dolayısıyla ABD’nin Londra Ukrayna toplantısından çekilmesi de bu bağlamda ABD’nin Ukrayna savaşına artık desteği çekeceği ve mümkünse Zelensky’nin altından sandalyenin kaymasına müsaade vereceği şeklinde yorumlanmıştı. Trump’ın önerdiği barış planının Rusya’ya nasıl bir avantaj sağlayabileceği yazılıp çizildi. Trump, bırakılsa Rusya’nın Ukrayna’nın tümünü alabileceğini ima eden açıklamalar yaptı ve Putin’in tüm Ukrayna’yı almaktan vaz geçmesini bir taviz olarak nitelendirdi. Bu arada Moskova boş durmadı ve Kiev’e saldırmaya devam etti. Ateşkes iddialarına rağmen tarafların birbirini vurduğunu biliyoruz. Bunun üzerine Trump, daha önce hiç tersine bir açıklama yapmamışçasına, Moskova’yı suçladı ve belki de Putin’in amacının Ukrayna’da daha fazla toprak elde etmek olduğunu söyledi. Hikâye böyle yılan hikayesi formatında hiç bitmeyecekmiş gibi devam ederken bir başka hikâyenin sonuna gelindi, Papa hayatını kaybetti. Cenazesi için Vatikan’da bulunan Trump ve Zelensky Oval Ofis faciasından sonra, bu sefer Macron’un ittirmesiyle, baş başa görüştüler. Basına servis edilen fotoğraflar Trump’ın Ukrayna’yı koruyan bir aziz gibi görünmesini sağlıyordu. İşte Witkoff-Putin görüşmesi tam da bu atmosferde gerçekleşti.

Rus yetkililer tarafların gülümseyerek selamlaştığı fotoğrafları basına vermeyi ihmal etmedi ve toplantının son derece verimli geçtiği Rus tarafınca açıklandı. Lavrov’a göre bazı küçük ama teknik detaylar kalmış durumda ve bunlar hallolursa bir barışın olması mümkün gözüküyor. Bu açıklamalarla beraber Kremlin’den iki açıklama daha geldi. Önce, Gerasimov-Putin görüşmesinde Kursk bölgesinin tamamen Ukrayna işgalinden kurtarıldığı söylendi. Bu gelişme iki nedenle önemli. İlki, Rusya’nın Kursk bölgesini kurtarıp, Ukrayna topraklarına yönelik – örneğin Sumi’ye yönelik- baskıyı artırarak güçlü bir pazarlık noktası üzerinden masaya oturması bekleniyordu. İkincisi, Kremlin, Kursk’un kurtarılmasında Kuzey Koreli askerlerin kahramanca mücadelesini övdü. Kuzey Kore-Ukrayna savaşı bağlantısı gizli- saklı yapılmıyor. Kuzey Kore’ye yönelik oluşabilecek uluslararası sonuçlardan hiç çekinilmediği açık. Rusya’nın Kuzey Kore askeri yardımının savaşın parçası olduğunu açıkça dillendirmesi Rusya’nın savunma savaşı konusunda insan kaynağı........

© Gazete Damga