Gazze savaşı yeniden başlarken
Gazze’de ateşkes pek çoklarının beklediği gibi salı günkü İsrail saldırıları ile sona erdi. ABD’nin sözde ateşkesin ilk aşamasının uzatılması için taraflarla müzakere ettiği söyleniyordu, amaçlardan biri de Amerikan vatandaşı da olan sağ ve ölü rehinelerin tesliminin sağlanmasıydı. Acılı ailelere aktarıldığına göre ABD, yeni bir ateşkes sürecini şimdilik mümkün görmüyormuş. Kısaca Trump’ın Netanyahu’ya açık bir çek verdiği ya da açık bir çek verdiği izlenimini yaratmaktan imtina etmediğini görüyoruz. Zaten Trump yönetiminin Gazze planını açıklayıp, Netanyahu yönetiminin sırtını sıvazladığından beri Netanyahu liderliğindeki sağ koalisyonun toparlandığını görüyoruz. Batı Şeria’da bir kurulup, bir boşaltılan yerleşimlerin yeniden kurulma kararı alındı. Stomich’in Batı Şeria’nın kralı olduğunu gösteren bu karar, Netanyahu hükümetinin Gazze sorununu merkeze taşıyıp Batı Şeria’nın işgalini gerçekleştirmek istediğini de gösteriyor. Aşırı sağ, İsrail’de genişlemenin topraklarını, nüfusunu ve kurumlarını paylaşırken İsrail halkına, Hamassız ve Filistinlisiz bir gelecek vaat ediyor. Bu arada Netanyahu, bugüne kadar vaatlerini gerçekleştirememiş bir lider olarak umut satmaya ve siyasal bekasını sağlamlaştırmaya devam ediyor. Nitekim Gazze saldırılarının yeniden başlaması üzerine ateşkesin başlangıcında bir danışıklı dövüş içerisinde koalisyondan çekilen Ben-Gvir hükümete geri döndü.
İsrail’de hem Shin-Bet başkanının hem de başsavcının azlinin söz konusu olduğu günlerden geçiyoruz. Dolayısıyla İsrail sokakları protestocularla dolup taşıyor. Rehinelerin kurtarılmasıyla ilgili sürecin İsrail saldırılarıyla kesintiye uğraması protestolardaki acı ve öfke dozunu artırıyor. Ancak 7 Ekim öncesine de giden ve gayet güçlü bu protesto dalgasından değiştirici, dönüştürücü bir etki beklemiyoruz. Rüzgarın Netanyahu’nun arkasından bu kadar kuvvetle esmediği günlerde dahi İsrail güvenlik politikalarını / anlayışını etkilemeyi başaramadılar. Artık işleri daha da zor çünkü Hamassız/Filistinlisiz İsrail vaadi güçlü bir vaat ve İsrail toplumunun çoğunu etkilemeye devam ediyor. Bu vaat 1.5 senedir yoğun savaşa rağmen gerçekleşemedi ve süreçte pek çok İsrailli de hayatını kaybetti ama Trump’ın Netanyahu yönetiminin arkasında durması, İran’ın sıkışması, Mısır’ın güçsüzlüğü, Suriye ve Lübnan da değişim ve bazı Arap aktörlerinin Arap Barış Planının arkasından planın altını oymaları gerçekleşmesi çok zor bu vaadi İsrail toplumunun gözünde “yarından yakın” hale getiriyor. Ateşkesi bitiren İsrail saldırıları da hükümetin ve ordunun bu vaat arkasında durduğunu gösteriyor. Nitekim İsrail Ordusu’nun yeni patronu Eyal Zamir, görevi devraldığı teşekkür konuşmasında İsrail toplumunu ortak sorumluklarını yerine getirmeye, yani her şeyi ordudan beklemeye davet etti. İsrail’i savunmak herkesin görevi, dolayısıyla kalkın ve görevinizi yerine getirin dedi. Zamir, bu sözleriyle İsrail ordusunun yedeklerle yaşadığı........
© Gazete Damga
