menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye ve İran’ın milli güç karşılaştırması

15 3
21.06.2025

İran – İsrail çatışmalarının verdiği ilhamla iki yazı yazdım. Bu yazılarda aslında sosyal ortamlarda çokça konuşulan “İran’dan sonra sıra Türkiye’de mi?” sorusuna cevap vermeye çalıştım. Tabii ki bence bu pek mümkün olmayan bir ihtimaldir. Ancak bu görüşümü bazı verilerle güçlendirmek isterim. Bugün ve Pazartesi günkü yazılarımda ilk önce Türkiye ve İran, sonra Türkiye ve İsrail karşılaştırmalarını yapacağım.

GİRİŞ

BAĞLAM VE AMAÇ

Uluslararası sistem giderek artan çok boyutlu bir güç dinamiğiyle şekillenmekte; devletler sadece askeri varlık ve ekonomik kapasiteyle değil, kültürel etki, değer yayılımı ve coğrafi avantajlar üzerinden de rekabet etmektedir. Türkiye ile İran’ın güç dengesinin analizi, hem bölgesel güvenlik mimarisini hem de küresel enerji ve ticaret hatlarını doğrudan etkilediğinden, önem arz etmektedir. Bu yazı, Türkiye ve İran’ın güç dengesi analizinin yalnızca askeri veya ekonomik düzeyde değil, yumuşak güç ve jeopolitik konum gibi farklı boyutlarla nasıl çıktılar ürettiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Süregelen İsrail – İran çatışmalarından hareketle, Türkiye’nin İran’a nispetle nerede zayıf ve nerede kuvvetli olduğunu göstermek “sıranın Türkiye’de olduğunu düşünenler” için de ufuk açıcı olabilir.

YÖNTEM VE KAPSAM

Analizde, Hans Morgenthau’nun realist perspektifi (sert güç / hard power), Joseph Nye’nin yumuşak güç (soft power) kavramı ve Mackinder ile Spykman’ın jeopolitik teorileri temel alınarak üç ayrı kuramsal mercek kullanılacaktır. Her bir yaklaşım için tanıtıcı çerçeve sunulduktan sonra, Türkiye ve İran’ın ilgili göstergeler (GSYH, savunma harcaması, turizm rakamları, kültürel miras, stratejik boğaz kontrolü vb.) ışığında potansiyelleri karşılaştırılacaktır. Sonuç bölümünde ise bu karşılaştırmanın özet tablosu üzerinden genel değerlendirmeler yapılarak, bölgesel güç dengeleri ve geleceğe yönelik muhtemel senaryolar tartışılacaktır.

1.GÜÇ YAKLAŞIMLARININ TEORİK ÇERÇEVESİ

REALİST PERSPEKTİF VE HANS MORGENTHAU

Hans Morgenthau, uluslararası sistemi anarşik bir ortam olarak tanımlar ve devletlerin birincil amacı “ulusal çıkar”larını maksimize etmek olarak kabul eder. Bu çerçevede güç, ekonomik kapasite (GSYH, stratejik sanayi altyapısı) ve askeri kabiliyet (askerî personel miktarı, modern savunma teknolojileri) gibi somut göstergelerle ölçülür. Realist yaklaşım, güç dengesinin (balance of power) hem barışı koruduğunu hem de büyük güçler arasındaki rekabeti şekillendirdiğini savunur; bu nedenle devletler, karşıt güçleri dengelemek için ittifaklar kurar, caydırıcı stratejiler geliştirir ve askeri modernizasyona yatırım yaparlar.

YUMUŞAK GÜÇ VE JOSEPH NYE

Joseph Nye’ye göre uluslararası arenada yalnızca zorlayıcı araçları (sert güç / hard power) kullanmak yetersiz kalır; bir devletin çekim (attraction) oluşturma kapasitesi de kritik öneme sahiptir. “Soft power”, bir ülkenin değerleri, kültürü, kurumları ve dış politikasının cazibesi sayesinde diğerlerini kendi iradesine ikna etme yeteneğidir. Film, müzik, spor, eğitim programları ve kalkınma yardımları gibi kültürel ve normatif araçlar, düşük maliyetle uzun vadeli meşruiyet sağlar. Nye, ayrıca “akıllı güç / smart power” kavramıyla hem sert hem yumuşak güç unsurlarının dengeli kullanımını vurgular.

JEOPOLİTİK OKULLAR:........

© Gazete Damga