Edeple Gelen Lütufla Gider
Yaratılan her bir şey, ne için yaratıldıysa o şey için çalışıyor. Vazifesini eksiksiz bir şekilde neşe ve şevk ile yerine getiriyor.
Zerreler "Bismillah" diyerek kendilerine yüklenen programı aksatmadan uyguluyorlar. Seyyareler, Şems'in etrafında pervane olup kendilerine belirlenen yörüngede hadlerini aşmadan sema denizinde yüzüyorlar.
Denizler sınırlarından taşmıyor ,tatlı ve acı su birbirine karışmadan ibadet ediyorlar. Allah'ı hamd ile tesbih ediyorlar. Bütün mahlûkat edebiyle vazifelerini ifâ ediyorlar. İnsan ise farklı.
Çoğu kez vazifesini aksatıyor, savsaklıyor veya isteksiz, şevksiz, yarım yamalak yapıyor. Vazifesi, kâinatın yaratıcısını tanımak, O'nun varlığına ve birliğine, şeriki olmadığına, yakîn bir iman ile şeksiz, şüphesiz anlayarak iman etmek ve O'na, başta namaz olmak üzere ibadet etmek iken haddini aşıyor.
Vazifesi dışında vazifelerle meşgul olarak edebe muhalif hareket ediyor. Ubudiyet dairesinde kalması gerekirken görev tanımının dışına çıkıp........
© Gazete Damga
