Her derde deva eğitimler
Son yıllarda Türkiye’de birçok eğitim etkinliği yapılıyor. Özellikle iş dünyası ve yöneticiler ile aileye yönelik eğitimler neredeyse çakışıyor. Seminerler, konferanslar, paneller, forumlar, zirveler, kongreler… Bilgi çağı olarak adlandırılan günümüzde, eğitim ve bilgi alışverişinin her çeşidinin faydalı olacağı bir gerçek. Ancak giderek bir bilgi kirlenmesiyle karşı karşıya olduğumuz da göz ardı edilmemelidir. Özellikle iş insanları, yönetici adayları, aile şirketlerine ve anne-babalara yönelik eğitimlerde çok dikkatli olunmalıdır. Eğitimi düzenleyenler kadar katılımcılar da bilinçli tercihler yapmalıdır. Eğitim ile neyi nasıl vermek istediğimiz ve ne aradığımız önemlidir.
Dostlar görsün diye katıldığımız eğitimler, olgunlaşmamış bir vizyonun peşindeki konuşmalar, şovlar, belki de en önemlisi anlattığı konunun pratiğine hâkim olamayan eğitimciler kadar ne aradığını bilmeyen dinleyicilerin artması da dikkat çekicidir. Bu tür eğitim ortamlarında konuşan kişilerin yani zaten yönetici ve lider olan kişilere “söz söyleyecek” kişilerin; iş ve meslek bilgileri, pozisyonları kadar iyi birer hatip olmaları, “söz ustası” olmaları, mutlaka deneyim sahibi olmaları, eğitim-konuşma süresini bütün hücreleri ile hissetmeleri gerekli hatta zorunludur. Sadece “ünlü” olmak, konuşmak olmak için yeterli olmamalıdır. İşimiz gereği biz de birçok yerde konuşuyoruz, eğitimler vermeye çalışıyoruz. Öyle sorular öyle geliyor ki şaşırıyoruz.
Neden mi? Kişiler, “Daha önce katıldığımız bir eğitimde şöyle şöyle denmişti, siz ne diyorsunuz?” diyebiliyorlar. Daha da önemlisi “Siz böyle dediniz ama şu eğitimde başka türlü söylendi!” diye yakınabiliyorlar. İşi daha da somutlaştırmak için, yaşadığımız bir olayı paylaşmak isteriz. Gerçekleştirdiğimiz Ana-Baba Okulu Eğitim programlarından birinin sonrasında, bir velinin sorusu şuydu: “Benim oğlum 5. sınıfa gidiyor, okulda çok yetersiz. Biz de öğretmenleri de bunu biliyoruz. Zaten bütün gelişim dönemleri de yavaş ve geç oldu.
Bu sınıfa bile zorlanarak geldi. Okuldan rehberlik araştırmaya gönderdiler, orada birtakım testler yapıldı. Kapasitesinin sınırlı olduğu, ek yardıma ihtiyacı olduğu söylendi.........
© Gazete Damga
