Anahtar Kelimeler (Disiplin)
“Disiplin” kelimesinin “düzen”, “plân” ve “program” gibi kavramları çağrıştırırken, disiplinsizlik kelimesinin bunların tersine, “kargaşa”, “plânsızlık” ve hatta “anarşi” ve “terör” gibi kavramlarla berâber anıldığını söyleyebiliriz. Konuyu anarşi ve terör seviyesine kadar götürmeyip disiplin ile birey arasındaki etkileşim ve tepkime sürecini ele alalım.
Sosyal boyutta disiplin, kültürleri medeniyet seviyesine çıkartırken, psikolojik boyutta insanın medenî¸ yâni anlamlı ve örnek alınası bir hayat yaşamasını sağlar. Hemen belirteyim ki, burada ele aldığım “disiplin” kelimesi, askeri ya da üniformatif bir kavram değildir. Bir insan her gün saat 9-17 arasında mesâi yapıp işine hiç geç kalmamasına rağmen disiplinsiz olabilir. Ya da gömleği ve takım elbisesi ütülü, makyajı ya da traşını olmuş olmak da disiplinin işe yarayan kısmını anlatmaz. Bu tür disiplin anlayışı kişiler üzerinde bir monotonluk ve atâlet hissi uyandıracağı için ters sonuçlar doğurur ve doğurmaktadır. Öğrencilerin okula pek de isteyerek gitmemeleri, mesâi sistemi ile çalışanların cuma gününü iple çekerken “Pazartesi sendromu” yaşamaları bunun en bâriz örneğidir.
DİSİPLİN KURULU!
Gelelim disiplinin kişisel boyutuna. Türkiye özelinde okulda etkin olan disiplin anlayışının itici olması sebebiyle “disiplin” ve “ceza” kavramları neredeyse eş anlamlı olarak algılanır. Disiplin kurulunun ödül verdiğine şâhit olanımız var mı? Dolayısıyla kişiler için disiplinli olmak, olumsuzluklar çağrıştırmaktadır. Bu da disiplinli olunca elde edilecek başarılar ve gelişmelerin önünü tıkamaktadır.
Her öğrenci başarılı olmak için çalışması gerektiğini bilir ve kabûl eder. Ama disiplin unsuru ile karşılaşınca, tüm çalışma isteği........
© Gazete Damga
